İnsan Ticareti ve Kaçakçılığı

İnsan kaçakçılığı ve insan ticareti son 10 yılın en hızlı şekilde büyüyen uluslararası suç niteliğindeki etkinliklerden biri. Bazen anlamları karıştırılsa da bu iki suç etkinliği aslında kendi içlerinde çok farklı ve derin sorunlar barındırıyor. Fakat ikisinin de gerçekleşme nedenleri ortak olabiliyor: Aşırı yoksulluk, kısıtlı ekonomik fırsatlar, sivil sıkıntılar ve politik güvensizlik.

 

İnsan kaçakçılığı, genellikle kişileri yasal olmayan yollarla farklı bir konuma ulaştırmaya denir. En büyük sorun ise, uluslararası sınırlardan geçirilmesi ve diğer ülkelerin hukukunun çiğnenmesidir. Bu, sahte kimlik ve belgeler yardımıyla gerçekleştiriliyor. İnsan kaçakçılığında kendi rızaları ile bulunan mağdurlar, finansal eksikliklerini gidermek ve parlak bir geleceğe sahip olabilmek için, yüksek miktarda para ödüyorlar. İnsan kaçakçılığına kalkışan kişiler diğer suçların kurbanı da olabiliyor. Güvensiz yolculukların yani sıra bu kişiler fiziksel ve cinsel şiddete de maruz kalabiliyor. Çoğu zaman ise yolculuğun sonunda kaçırılan insanlar, aileleri ya da kendileri tarafından ödenmemiş (kaçakçılık) borçları yüzünden rehin tutulabiliyor. Ayrıca kaçırılan kişiler herhangi bir noktadan sonra insan ticaretine bile kurban olabiliyor.

 

İnsan kaçakçılığı genellikle iki gönüllü taraf arasındaki suçlu bir ticari işlemdir ve taraflar işleri bittiğinde kendi yollarına ayrılırlar. Fakat, insan ticaretinde, ticarette kullanılan kişi sömürü objesi hâline gelir. Bazı durumlarda, mağdur olan kişiler kaçırılıp başka bir yerde yaşama şansını elde edeceklerini düşünürken aslında ticaretin bir parçası oluyorlar. Örneğin, bazı durumlarda kadınlar seks endüstrisinde çalışmak için ticarette kullanılmaya izin verebilir çünkü daha iyi koşullar altında daha iyi bir maaş ile yaşayacakları düşüncesindedirler. Fark edemedikleri nokta ise, ticaret mağdurlarının gelirinin çoğunun veya tamamının ticaret yapan kişiler tarafından alınacağı ve onları esaret altında, çoğu zamanda fiziksel ve cinsel şiddete maruz bırakacaklarıdır.

 

Bu iki uluslararası ceza suçunu anlatmaktaki amacım çok karıştırılması ve ortak yönlerinin çok olmasından bazen tek bir suç olarak kabul edilmeleridir. Bu hafta bu konuya değinmek istememin nedeni ise 23 Ekim’de İngiltere’nin Essex bölgesinde meydana gelen, insan kaçakçılığı sonucu 39 kişinin cesedinin bir kamyonun içinde bulunmasıdır.[1] Birleşik Krallık’ta aynı şekilde en son 2000’de Dover bölgesinde 58 kişinin cesedine ulaşılmıştı.[2]

 

Öncesinde Çin vatandaşı olarak düşünülen 39 kişinin arasında Vietnamlı vatandaşlar bulundu. Bunu su yüzüne çıkaran buluntu ise 26 yaşındaki bir kızın ailesine attığı son mesajda görüldü. Kızın ailesi bu yoluculuk için insan kaçakçılarına £30.000 ödediklerini söyledi. Kamyonu suren 25 yaşındaki şoför tutuklandı ve adam öldürmeden, insan kaçakçılığından, göç ve kara para aklama suçlarından pazartesi günü (28/10/19) mahkemeye çıkarılacağı açıklandı. GPS verisi, dondurulmuş konteyner taşıyıcısının günlerce Birleşik Krallık ve Avrupa sınırları arasında ileri geri geçiş yaptığını da gösterdi.

 

İnsanlar neden hayatlarını tehlikeye atıyor?

 

Binlerce insan Avrupa’daki güvenliğe ulaşabilmek için kıtalar arası kamyonların arkasında ya da küçük teknelerde ulaşmaya çalışırken hayatlarını kaybediyor. Birleşmiş Milletler’in verisine göre 2014 krizinin başlamasından bu yana, yaklaşık 17.480 göçmen yolculuk sırasında hayatını kaybetti.[3] Bu rakam aslında hafife alınacak türden değil ve ölen kişilerin gerçek insan olduğunu tüm dünyanın hatırlaması gerektiğinin üstüne basan kıdemli kişiler var. Bu rakam aynı zamanda ülkesini terk etmek ve güvenliğe ulaşabilmek için hayatını tehlikeye atmaya hazır birçok insan olduğunun da göstergesi.

 

Ulus ötesi organize suç grupları ise insanların çaresizliğinden yararlanmayı seçiyor. İnsan kaçakçılarının kişilerin güvenliğini ve sağlığını hiçe sayarak göçmen kaçakçılığını gerçekleştirmesi, onların sadece paraya endekslendiğini gösteriyor. Bu ürpertici organize grupları gün geçtikçe daha da deneyim kazanıyor ve insan kaçakçılığı için yeni yollar keşfediyor.

 

Eminim okuyucuların da aklına bu devasa organizasyonu yenmek için ne yapılması gerektiği sorusu geliyor. Çeşitli yardım derneklerinden gelen mesajlar genellikle mültecileri bu tür hatalardan korumak için onlara güvenli yollar açmak ve sığınma hakkı arayanların başvurularının hızlı şekilde kararlaştırılması gerektiğini yönünde. Bir diğer endişe ise, Birleşik Krallık’ta Brexit sonrası büyük bir karmaşa yaşanması durumunda, organize grupların bunu fırsat bilerek daha fazla insan kaçakçılığı yapabilecekleri yönündedir.

 

İnsan ticareti ve kaçakçılığı modern dünyanın en acımasız gerçeklerinden biri. Dünyamızdaki kronikleşmiş sorunlardan kaçmak uğruna savaşan insanlar bedelini çok kötü şekilde ödüyor. İlginçtir ki kronikleşmiş sorunları, insan ticaretinde ve kaçakçılığında hedef alınan ülkelerin çözebileceği gerekçesini bu bir kez daha doğruluyor.

 


 

Referanslar

[1] BBC Editors. (2000). “58 dead in port lorry.” BBC News.

[2] BBC Editors. (2019). “Essex lorry deaths: 39 bodies found in refrigerated trailer” BBC News.

[3] International Organization for Migration. (2019). “Missing Migrants” IOM Website.

 

Fotoğraf için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir