O Meşhur 18

18’inci yaşım, başlı başına hayatımı oluşturan temel taşların geri dönülemez bir şekilde değiştiği yaşım. Aslında insanın hayatı yaşına ne olduğuna bağlı ve bağsız her yıl değişkenlik göstermez mi? Her zaman için bir sene diğer seneye bir fark atmaz mı? Hâlbuki hayat değişkenlik de gösterir, her sene de birbirine fark atar fakat çoğunlukla birey bunu fark etmez. O yüzden sanırım kendimi düzeltmem gerekiyor ki, ilk defa hayatımda o kadar bir fazla ve büyük değişiklikler oldu ki, her 18 yaşındaki genç gibi ben de bunu fark etmeden edemedim.

 

Büyük değişikliklerle gittiğim yolun zıt yönlerine evrilmedim, büyük değişikliklerle gittiğim yönde aklıma gelemeyecek şekillerde evrildim. Bu değişiklikleri kaldırması da acıydı, bu değişiklikleri kaldırması da garipti. Fakat engel olamadım, olmak da istemedim hiç. Beni büyüten hiçbir şeye sağır ve kör kalmak bana yakışmazdı.

 

Size bir sır vereyim mi? Bu yazıyı yazmak için 4 tane bomboş yazı yazdım. Kabul edebilirim ki bu son senenin nasıl geçtiğini anlamadım. Çok şey öğrendiğim çok şey yaşadığım için mi bu hangi yolu izleyeceğini bilmeyen hâllerim yoksa benim beceriksizliğimden mi emin değilim. 

 

18 tamamen ayaklarımı yere basabilme yaşı. Ders çalış, organize ol, bunun yanında sosyal de ol, hatta sosyal olmakla kalmayıp toplumsal bilinci uyandırmaya çalışmak için aktif görevler almaya uğraş. Nasıl başardım bilmiyorum. A Level sınavlarımı son çok da fazla ciddiye almayışımdan çok zaman mı buldum ya da çalışmak çok zaman gerektirmemiş miydi emin değilim. Hiçbir şeyi de tam yaptığımı düşünmüyorum ama elimden gelenin en iyisini yaptım ve bu içsel huzurum için yeterli. 

 

18 yaşıma Gossip Girl dizisinden çıkma Blair gibi girip, herhangi bir dizide yer almayan biraz pusulasını kaybetmiş ama görüşleri ve davranışları daha da oturmuş bir kız gibi çıkıyorum, hatta siz bu satırları okurken çıktım.

 

18 olmuştum. Günümü organize etmekte, çalışmakta, sağlıklı yaşamakta hem de eğlenmekte başarılıydım. Gece dışarı çıkıp arkadaşlarımla eğlenmeyi de, o gecenin sabahında 7.00’de uyanıp kalkıp geçmiş sınav kağıtlarını çözmeyi de becerirdim. Gece 10.00 dedin mi yatakta, 5.30 dedin mi bir elimde kitap bir elimde çayla odamın köşesinde bulunurdum. Şimdi hem dışarı çıkıp hem 7.00’de uyanıp çalışabilmekmiş, erken yatıp erken kalkıp kitap okumakmış… Ah, ah! Nerede o yetenek, o enerji şimdi bende. Bir aralar kaybettim de hangi ara bilmiyorum. Anahtar organize olmaktaydı da, anahtarı tekrar bulabilirsem yaşadık!

 

18 yaşımda öğrendiğim birkaç şeyi paylaşmak istiyorum biraz sizlerle. İlk öğrendiğim ders kimsenin ağzından çıkan lafa bakmamak. Bu kulaklar bu sene neler duydu neler! “Stresten kilo verdim abla.” diyorum “İyi olmuş iyi olmuş bak fıstık gibi oldun.” diyor, stresin ne olduğunu bildiğinden şüphe ettiğim kadın. Düşünüyorum, ben bu kadar sene bu akıllara kanıp vücudumu sevmemiştim. Boşu boşuna. 

 

Çok dönüm noktalarım oldu. İklim Değişikliği Öğrenci Grevleri’ni gerçekleştirmek, Tabella’ya katılmak, mükemmelimi bulmak, tıp okumaya karar vermek ve tam da istediğim üniversiteye girmek, Sıfır Atık Kıbrıs sayfasını açmak. Aslında çoğu dönüm noktam grevlere bağlanıyor. Haberim bile yoktu düzenlediğimizde böyle bir şeyi başıma neler neler gelecek. İyi ki vesile olmuş da gelmiş başıma gelenler.

 

Şimdi 19 oluyorum, 18 yaşıma girerkenki hâlime özenerek. Günleri organize edemiyor, okulun yoğunluğunun altından bol çabayla kalkmaya çalışıyorum. Seviye atladığım, atlayacak olduğum her hâlimden belli çünkü çırpınıyorum ve ben her çırpındığımda adaptasyon kaçınılmazdır. Gece dışarı çıksam da erkenden eve geliyorum çünkü enerjim yok, o gecenin sabahı saat 7.30’da uyanmaya zorlanıyorum. Gece de dersleri ne saat bitirirsem yataktayım. Yadırgıyordum düzensizliği ama alıştım. Entropi yükseldi, sadece biraz enerji uygulayıp hayatımın birleşenlerini tekrar düzene sokmam gerekiyor… Yavaş yavaş bu da olacak.

 

18’inci yaşımın başını sonuna kıyasla beni çok daha mutlu eden çok daha farklı şeyler var artık. Açıklayamayacağım, yaşamanızı çok istediğim mükemmel şeyler. 

 

18 yaşındaki Fatoş farklıydı, 19 yaşındaki Fatoş farklı olacak. Dışarıdan izleyenler bu farklılıkları pek algılamayacak da ben yine hep aynı Fatoş kalacağım belki onlar için ama değişimi belki de en fazla okuyucularım hissedecek. Değişim iki gülüş, üç sohbette hissedilmez ama bir yazarın içini döktüğü sayfalarda bolca hissedilir.

 

18 yaşındaki Fatoş’un oluşmasına destek veren, beni büyüten, yanımda duran Halide, Yıldıray ve Emine Dalokay’a, Mustafa’ya, Dilcem’e, Yaren’e, Tanem’e, Aslıhan’a, Dilay’a, İlayda’ya, Gülsüm’e, Cafer’e, Aysel’e, Can’a, Vedat’a, Simge’ye, Canan, Şebnem ve Meltem hocalarıma ve daha ismini unutmuş olabileceğim diğerler değerlilerime çok teşekkür ederim. 

 

18 yaşımı siz bu kadar güzel yaptınız. Sizin desteğiniz, dostluğunuz, üzerimde olan emekleriniz bana yardım etti. Hepiniz teker teker iyi ki varsınız. Bu yazımda olabildiğince herkesin ismini geçirmeye çalıştım çünkü eski hayatımda çoğunuzun yüzünü her gün görebilmiş olsam da şimdi ara ara görebilmek, ara ara görüşebilmek zor geliyor ve artık bu şekilde devam edecek hayatımda olur da bağlarımız koparsa, bu yazıyı her geri girip okuduğumda sizi hatırlamak istiyorum. 

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir