Joker: Bir Yan Karakterden Fazlası

2020 yılının Akademi Ödülleri (Oscar Ödülleri) geçtiğimiz hafta sahiplerini buldu. Çoğunluğun tahmin ettiği üzere “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü Joker’deki performansıyla Joaquin Phoenix aldı. Phoenix’in işi kolay değildi, çünkü Joker geçmişte birçok usta oyuncu tarafından canlandırılmış kompleks bir karakter. Joker’in birçok karakteristik özelliği var: Yeşil saçlar, bembeyaz bir yüz, parlak takım elbise ve suratına kazınmış gülümseme. Bunların altında, darmaduman bir psikoloji ve işlenecek cinayetlerin ve suçların yanı sıra şakaların da tasarlandığı bir zihin.

 

Joker belki de dünyadaki en ünlü kötü karakter (supervillain). 1940’tan günümüze hem çizgi romanlarda hem de sinemada vücut buldu. Günümüzde, birçok kişi Heath Ledger’ın Kara Şövalye (2008) filmindeki performansını en ikonik Joker performansı olarak görür. Bu filmde Joker karakteri, kara mizahta zirveye ulaşmakla kalmadı, iyi ve kötü arasındaki çizgiyi ve toplumsal değerleri sorgulattı. Ledger’in performansı efsaneviydi. Bu efsanevi performansı epik bir hikâyeye dönüştüren şey ise filmin çıkışından hemen sonra Ledger’in ölüm haberinin gelmesi oldu. Aşırı dozdan dolayı öldüğü söyleniyordu, fakat yıllar sonra, Joker karakterine hazırlanırken tuttuğu günlük babası tarafından ortaya çıkarıldı. Aktörün kendisini karaktere ne kadar adadığı, karakteri yaşamının bir parçası hâline getirmesi ve zaman zaman kendini odalara kilitlemesi akıllara bir soruyu getirdi: Acaba bu ölümden Joker karakteri mi sorumluydu?

 

Joker karakterini oynayan oyuncuların karakterden çıkamamaları ve karakterin psikolojilerini etkilediği medyada tartışılan bir konudur. 1989’da Joker’i oynayan Jack Nicholson’ın Heath Ledger’ı Joker’i oynamanın tehlikeli olduğu konusunda uyardığı söylenir. 2016’nın Joker’i Jared Leto’nun ise tıpkı Ledger gibi metot oyunculuğu yöntemini kullandığı için karakteri oynarken çok zorlandığı yazılmıştır. Azılı bir suçlu olan Joker çizgi roman sayfalarının ve beyaz perdenin dışındaki bir ölümden sorumlu tutulabilir mi? Elbette Joker’in Ledger’ın ölümündeki etkisini tam olarak tahmin etmek imkansız, zira bu ilginç bir hikâye yaratmak isteyen medyanın oyunu da olabilir.

 

Joker karakterini tartışmaya değer buluyorum, çünkü o birçok yönünü gördüğümüz bir karakter. Kötü karakterler genellikle yan karakter olmasına rağmen, o asla Batman’in gölgesinde kalmadı. Örneğin, 1975 yılında kendi çizgi roman serisine sahip olan ilk kötü karakter oldu. 2019’daki Joker filmiyle ise sinemada ana karakter olmuş oldu. Süper kahraman filmleri genel olarak iyi karakter – kötü karakter çatışmalarından oluşur. Son yıllarda kötü karakterin psikolojisini analiz eden ve hikâyeyi farklı bir açıdan görmemizi sağlayan filmlerin olması bence güzel bir değişim. Bir hikâyeye ne kadar farklı açı katılırsa, hikâye o kadar derinleşir.

 


 

Referanslar

The Take. (2019). A History of the Joker. YouTube.

O’Brien, L. (2013). Heath Ledger’s father reveals dead actor’s ‘Joker diary’ written during The Dark Knight. Independent.

Looper Staff. (2016). How the Joker haunted every actor who played the role. Looper. 

 

Kapak görseli için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir