7 Ocak 2018 erken seçimlerine gidilen süreçte gerek erken seçim kararının alınmasında gerekse hesaplarında olduğu konuşulan para miktarı ile gündemin odağı dönemin başbakanı ve Ulusal Birlik Partisi lideri Hüseyin Özgürgün’dü. Yasama dokunulmazlığı kaldırılan ve ülkeyi terk eden Özgürgün’ün meclis oturumlarına gelmediği ve milletvekilliği görevini ifa etmediği herkesçe malum. Bu konuda gereken adımların atılması ve siyaseti bıraktığını daha önce ifade eden bir milletvekilinin yerine yeni birinin seçilmesi önemlidir.
Süreç nasıl gelişti?
Seçimlerden birinci parti olarak çıkmasına karşın muhalefette kalan Ulusal Birlik Partisinin aynı yılın ekim ayındaki kurultayı sonucunda Özgürgün başkanlık görevinden ayrılmıştı. Cumhuriyet Meclisi, Özgürgün’ün yasama dokunulmazlığını itham edildiği yolsuzluk konulu 43 davanın ışığında 2019 yılının ekim ayında 41 kabul oyuna karşılık 2 ret oyu ile kaldırarak yargı yolunu açmıştı.
Sayın Özgürgün’ün yargı süreci başlamasına karşın yurt dışında bulunması sebebiyle kendisine dava tebligatının yapılamaması sebebiyle duruşması henüz başlamadı. Aynı zamanda Demokrat Parti, Anayasa Mahkemesi nezdinde Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik kararı anayasaya aykırı bularak ilgili kararın yürütmesinin durdurulması için çalışma başlattı.
***
Sayın Özgürgün’ün suçlu olup olmadığının kararını bizlerin vermesi mümkün değildir. Hakkında herhangi bir hüküm olmayan ve yargı süreci devam eden bir birey olarak Sayın Özgürgün’ün masumiyet karinesinin ihlal edilmemesi gerekir. Bu yazının da amacı ilgili davalardaki bir suçluluğu kanıtlamaktan ziyade Sayın Özgürgün’ün durumunun oluşturduğu bir başka haksızlığı gözler önüne getirmektir.
Bilindiği üzere Sayın Özgürgün geçtiğimiz yılın mart ayında BRT’de katıldığı bir programda aktif siyaseti bıraktığını söylemiş, ekim ayından itibaren de beş ayı aşkın bir süredir meclis çalışmalarına katılmamaktadır.
Sayın Özgürgün kendisine oy verenlere karşın anayasal görevi olan milletvekilliğini yerine getirmemektedir. Herhangi bir komite çalışmasında yer almamakta, genel kurul görüşmelerine katılmamakta, soru sormamakta ve konuşma yapmamaktadır. Kısacası kimseyi temsil etmemektedir.
Ulusal Birlik Partisinin oluşturduğu koalisyon hükûmetinin nisabı sağlamasına katkıda bulunmayarak kendi partisine karşı olan sorumluluklarını yerine getirmemekle beraber Lefkoşa’yı temsil etmesine karşın kendi seçim çevresi ile ilgili meselelerle de ilgilenmemektedir. Kısacası Hüseyin Özgürgün’ün fillen milletvekilliği devam etmemektedir.
Milletvekilliğinin fiiliyatta devam etmemesine ve yasama dokunulmazlığının sona ermesine karşın Hüseyin Özgürgün her ay binlerce liralık milletvekili maaşına hak kazanmakta ve kendisinin sosyal sigorta yatırımları da bu maaş üzerinden ödenmektedir. Yani kendisi yerine getirmediği bir görevin karşılığı olarak (şubat ayı verilerine göre) brüt 26 bin 245 liralık bir maaş kazanıyor. Bu da kamuya yıllık 340 bin liranın üzerinde bir yük demek oluyor.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda fiiliyatta sona ermiş bir milletvekilliğinin resmen sona erdirilmesi ve halk tarafından bu görevi ifa edecek yeni bir milletvekilinin seçilmesi oldukça önemlidir. Bu ara seçimin de önümüzdeki seçim dönemi içerisinde gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimi ve yapılması planlanan anayasa değişikliği referandumu ile beraber yapılması gerekmektedir. Aksi hâlde yeni bir seçim sürecine gidilip sandıkların yeniden kurulması çok ciddi bir maliyet doğuracaktır.
Sayın Özgürgün’ün bu süreci hızlandırmak adına milletvekilliğinden resmî olarak istifa etmesi ve yargı sürecine odaklanması her kesim adına en doğrusu olmakla beraber bunun yaşanmaması sebebiyle Meclis Başkanlığının da bu konuda adım atmasının gerekliliği ortadadır.
Sayın Özgürgün’ün milletvekilliği dava sürecinden bağımsız olarak sona ermeli ve yerine yeni bu görevi gerçekten yerine getirecek yeni bir isim gelmelidir.
Fotoğraf için tıklayınız.