Merhaba, umarım hepiniz evlerinizde ve sağlıklısınızdır. Evlerimizde geçirdiğimiz iki aydan sonra hepimiz 4 Mayıs’ta gevşetilecek kurallar ile bazı iş yerlerinin yavaş yavaş açılmasını ve ekonominin canlanmasını umuyoruz. Hepimiz dediysem de devletten bahsediyorum.
COVID-19’un Kıbrıs’ta görüldüğü günden beri gerek sağlık gerek ekonomi alanında birçok kararlar alındı. Borç ertelemesinden, maaşların düşürülmesine, özel sektöre “destek” sağlanmasına kadar. Peki bunlar bir çözüm oldu mu? Önümüzdeki 2 ay için burada yaşayan insanların kaygılarını azalttı mı? Devletin açıklamaları insanların sorularını cevaplamaya yetti mi?
Sizi bilmem ama benim için hayır. Öncelikle bu yaz için Kıbrıs’ın Dünya’da turizmin göz bebeği olacağı şeklinde bir beklenti var. Sevgili okuyucularım, eğer turizm KKTC’in en büyük gelir kaynağıysaydı bu kadar senedir nasıl oldu da zor günlerimize yetecek birikimi sağlayamadık? Bir ikincisi, bütün dünyada hâlâ seyahat yasakları devam ederken turizmi kime yapmayı planlıyoruz? KKTC’deki oteller iç turizm talebinin kat kat üzerinde ki zaten birçok otel gelirini sadece oda satarak değil “kumarhane” turizminden sağlıyordu.
Turizm eğer devam etmeyecekse hâlihazırda işten çıkarılan ve açıkta olan nüfusa ne olacak? Peki işletmecilere ne olacak? Bir iş yerinin kapatılması onların giderini sıfırlamadığı gibi ileriye dönük kazanacağı parayı da düşürür. Bu krizden benim gördüğüm, turizm KKTC ekonomisinin bel bağlaması gereken bir alan değildir. Bu bizi dışa bağımlılıktan kurtarmaz tam tersi dışarıya daha bağımlı hâle getirir. Tabii bu arada kesinlikle destekliyorum; turizm ekonomi için bir gelir kaynağıdır ve kesinlikle her zaman var olmalıdır. Bu ülkenin hem dışarıya olan prestijini artırır hem de ekstra gelir kaynağı sağlar.
Fakat önemli olan üretimdir. Üretmeyi öğrenmektir. Esas olan ham maddeye değer katıp kâr oranımızı yükseltmektir. Bu ne demek oluyor şimdi? Mesela Hollanda ülke olarak sadece Türkiye’nin illerinden biri olan Konya’nın yüz ölçümünden küçüktür fakat Hollanda dünyada tarım üzerinden en yüksek geliri elde eden ikinci ülkedir. Kıbrıs hem yıl içerisinde güneş aldığı gün çok fazla olduğundan hem de toprak koşullarının elverişli olması bakımından tarıma çok uygundur. Fakat bizim üreticilerimiz bugün bile maalesef modern tarım yapmayı bilmiyor. Benim gördüğüm kadarıyla devletten de çok fazla destek yok, bu da bizleri iklime çok bağımlı hâle getiriyor ve yıldan yıla verimin değişmesine sebep oluyor. Sonuç mu? Sonuç olarak üreticinin eline hiçbir şey kalmıyor. Bugün Kıbrıs’ta sadece tarım ile geçimini sağlayan insanların sayısı bir elin parmağını geçmez. Bu da tabii üretimin en küçük yapı taşı olan tarımda bile dışarıya bağımlı hâle getirir. Çok basit günlük ürünlere fahiş fiyatlar ödememize sebep olur.
Üretim sadece tarım mıdır? Hayır. Haftaya Çin, Singapur ve Güney Kore gibi ülkeler ile tekrar buluşmak dileğiyle. Sağlıkla kalın.
Kapak fotoğrafı için tıklayınız.