İnsan Haklarını Anlamak (2)

Serinin birinci yazısında insan haklarının kökeninden, ne olduğundan, türlerinden ve farklı jenerasyon insan haklarının uygulanabilirliğinden bahsetmiştik. Serimizin ikincisi olan bu yazımızda ise insan haklarının evrensel ve bölgesel sistemlerini ve bu sistemlerdeki uygulamaların yanı sıra, sistemlerinin güç ve etki bakımından birbirleri ile karşılaştırmalarını yapacağız.

 

İlk olarak insan haklarının teoride veya ilkesel olarak evrensel olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Henüz bir deklarasyon hâline gelmeden önce, 1945 yılında imzalanan Birleşmiş Milletler (BM) Antlaşması’nın Giriş kısmında, insan haklarından, korunması ve saygı duyulması gereken değerler bütünü olarak atıfta bulunulmuştur.[1] BM’nin üyesi olan tüm devletlerin bu antlaşmayı imzaladığı gerçeği göz önünde bulundurulduğu zaman, neredeyse tüm dünya ülkelerinin bu sözcüklerde atıfta bulunulan insan haklarını tanıdığını söyleyebiliriz. BM, insan haklarını korumaya yönelik hedeflerini bu noktada bırakmayıp, bir adım daha ileriye taşıyarak, 10 Aralık 1948 yılında BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni (İHEB) ilan etmiştir. Her ne kadar bu belgeyi imzalamak üye devletler için zorunlu olmasa da, birçok üye ülke sözleşmeyi iç hukuk sistemlerinde kabul etmişlerdir. Ayrıca bu sözleşme, uluslararası insan hakları hukukunun şekillenmesinde ve insan haklarının evrenselleşmesinde önemli rol oynamıştır.

 

2006 yılında kurulan BM İnsan Hakları Konseyi ise tüm dünyada insan haklarının uygulanmasını, korunmasını ve ihlalini takip etmek amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir. Konsey, BM’nin evrensel insan hakları takibi konusundaki özel işlevlere sahip önemli bir kuruluşudur.[2] Yeni yapılan bir uygulamaya göre Konsey “Evrensel Dönemsel İnceleme” adı altında tüm BM üye ülkelerinin insan hakları yükümlülüklerine uyumunu ve olası ihlalleri takip etmektedir.[3]

 

İnsan hakları algısı ve uygulanışı her ne kadar evrensel de olsa, dünyanın farklı coğrafyalarında değişiklik gösteren hukuki ve siyasi sistemler nedeni ile bölgesel insan hakları sistemleri gelişim göstermiştir. Bunlardan ilki Amerikan Devletleri Örgütü himayesinde varlığını sürdüren Amerikan İnsan Hakları Sistemi’dir (Inter-American Human Rights System). Örgüte üye olan 35 bağımsız devletin bir araya gelmesiyle oluşan bu sistem bir komisyon tarafından yürütülmekte ve Amerika bölgesindeki insan hakları uygulamalarını takip etmek, korumak ve desteklemekle yükümlüdür. Günümüz itibarıyla 23 devlet Amerikan İnsan Hakları Antlaşması’na üye durumundadır ve maddeleri uygulamakla yükümlüdür. Buna ek olarak, sistemin kontrolü ve uygulanışını sürdürebilmek adına 1979 yılından beridir faaliyet gösteren ve sistemin yargı organı olarak uluslararası bir mahkeme olan Amerikan İnsan Hakları Mahkemesi bulunmaktadır. Mahkemenin yirmiyi aşkın üye ülke üzerinde yargı yetkisi bulunmaktadır. Mahkeme, insan hakları ihlalleri durumunda yargılama yapma yetkisine sahip olmakla birlikte, olası bir durumda görüş bildirme ve rapor yayınlama hakkına sahiptir.[4]

 

Günümüzde Afrika Birliği’nin bir parçası olan fakat kurulduğu dönemde Afrika Birliği Örgütü’nün himayesinde olan Afrika İnsan Hakları Sistemi, geçmişe nazaran günümüzde daha kapsamlı bir rol oynamaktadır. 1986 yılında yürürlüğe giren Afrika İnsan ve Halklar Hakları Antlaşması (African Charter on Human and People’s Rights) 53 üye ülkeye sahip bölgesel bir antlaşmadır. Sistemin yönetimi günümüzde Afrika Birliği altında yer alan Afrika İnsan ve Halklar Hakları Komisyonu tarafından yürütülmektedir. Ayrıca, Komisyon tarafından ataması yapılan 11 yargıcın yer aldığı Afrika İnsan ve Halklar Hakları Mahkemesi bulunmaktadır. Mahkeme her ne kadar da çoğu zaman birlik ve üye devletlerin etkisi altında kalsa da, görevi üye devletlerde yer alan olası insan haklarına karşı yargılama süreci yürütmektir.[5]

 

Değineceğimiz son sistem ise, Avrupa İnsan Hakları Sistemi’dir. Bu sistemin ortaya çıkması evrensel sistemi ortaya çıktığı dönemle neredeyse örtüşmektedir ki bunun nedeni, insan haklarının sisteme dönüşümünden uzun süre önce Avrupa’da var oluşudur. 1949 yılında kurulan Avrupa Konseyi’nin (Council of Europe) 47 üyesi bulunmaktadır. 1953 yılında yürürlüğe giren Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi’ne konseyin tüm üyeleri taraftır. Yine konseye bağlı olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bahsi geçen bildirgeye taraf olan tüm ülkeler üzerinde yargı yetkisine sahiptir ve olası insan hakları ihlalleri ile ilgili davaları yürütmekle yükümlüdür.[6] Avrupa İnsan Hakları Sistemi, diğer insan hakları sistemlerine nazaran bünyesinde yer alan tüm üye ülkelere izin koşulu olmadan doğrudan yargı yetki hakkına sahiptir. Buna ek olarak, Avrupa Birliği, Lizbon Antlaşması’nda Avrupa İnsan Hakları Sistemi’ni onayladığını ve resmen tanıdığını belirtmiştir.[7]

 

Evrensel insan haklarının, hem evrensel hem de bölgesel uygulamalarını içeren sistemlere değinmiş olduk. Esas soru, bu sistemlerden hangisi daha etkin güç sahibi olduğudur. Conway Henderson’a göre, Avrupa İnsan Hakları Sistemi “çok güçlü”, Amerikan İnsan Hakları Sistemi “nispeten güçlü” ve Afrika İnsan Hakları Sistemi ise “oldukça zayıftır”.[8] Bu konuda Henderson’a katılarak en güçlü sistemin Avrupa’da olduğunu belirtmek isterim. Bunun asıl nedenleri, Avrupa’da insan haklarının köklü oluşu, hukukun üstünlüğünün varlığı ve yapının diğer sistemlere nazaran yaptırım gücünün daha kuvvetli olması görülebilir. Bünyesinde var olan mahkemenin yürüttüğü dava sayısı ve güvenirliliği de ele alındığında, kuşkusuz Avrupa sistemi en güçlü ve etkin insan hakları sistemi olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

İnsan hakları tüm dünyaya yayılan değerler ve sistemler aracılığı ile yasal yükümlülükler hâlini almıştır. Dünyanın farklı yerlerinde farklı derecede ve kuvvete uygulanmaktadır. Ancak, insanlara ait bu haklar insanlar arasında farklı şekillerde algılanmakta, değer ve kabul görmektedirler. Serimizin bir sonraki ve sonuncu yazısında insan haklarının farklı kişiler ve kesimler tarafından nasıl algılandığını ele alacağız.

 


 

Referanslar

[1] Birleşmiş Milletler. (1945). “Birleşmiş Milletler Antlaşması”. Birleşmiş Milletler .

[2] UN Human Rights Council. (n.d.). “About Human Rights Council”. UNHRC.

[3] Clapham, A. (2015). Human rights: a very short introduction. Oxford University Press.

[4] International Justice Resource Center. (n.d.). “Inter-American Court of Human Rights”. IJRC.

[5] Henderson, C. W. (2009). Understanding international law. John Wiley & Sons.

[6] European Court of Human Rights. (2014). “The ECHR in 50 Questions”. Council of Europe.

[7] European Commission. (2009). “Explaining the Treaty of Lisbon”. European Commission.

[8] Henderson, sf. 310.

 

Fotoğraf için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir