Gündem: Seçim Öncesi Geçici Öğretmenlik!

“Sağlık Bakanlığı gerekli sınavların yapılmasına yönelik onay vermişken, Maliye Bakanlığı bütçe ayırmışken, Eğitim Bakanlığı sınavın yapılabilmesine yönelik nakil çalışmalarını ve ihtiyaç listesini tamamlamışken, kolejler, BEAL, 20TFL ve üniversite sınavları yapılabilmişken, okullar öğretmensiz, binlerce işsiz öğretmen adayı aylardır bu sınav için hazırlık yaparken, okullardaki öğretmen ihtiyacı net bir şekilde belirlenmişken, Kamu Hizmeti Komisyonu öğretmen münhal sürecini 10 Mart’ta başlatıp sonradan hazır olunmadığına dair farklılaşan bahaneler üretip duruyor. Bizler ise tekrardan soruyoruz! Öğretmenlik sınavları neden şimdi yapılmıyor?“ Bu soruları Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikasının resmî hesaplarında görmek mümkün. Aynı şekilde birçok öğretmen adayı da bu soruların cevaplarını arıyor!

 

Bu nedenle ilgili sendika, seçim yasaklarından önce öğretmenlik sınavlarının yapılması ve böylelikle kimsenin hakkı yenmeden, partisel kimliğine bakılmaksızın adil bir şekilde öğretmen alımının yapılmasını talep etmek amacıyla 17 Temmuz Cuma günü Kamu Hizmeti Komisyonu önünde protestoya gitti. Bu protestoyu oldukça anlamlı bulduğum için ben de katıldım.

 

Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı Kamil Kayra, konuyla ilgili olarak Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığına göndermiş olduğu yazısında 11 Ekim 2020 tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminin öğretmenlik sınavı tarihlerini olumsuz yönde etkilediğini belirtiyor ve Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu’na Öğretmenler Yasası’nın 10.(A)(1) maddesi uyarınca olan “Geçici Öğretmen” alma yetkisini hatırlatıyor. Bilindiği üzere geçici öğretmenlikte kimlerin alınacağını ilgili bakanlık belirliyor.

 

Peki şimdi herkesin beklediği o kritik soruyu soruyorum. Sizce UBP‘nin elinde bulunan Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı 150’ye yakın geçici öğretmen alımını hangi kriterler ışığında istihdam edecektir?

 

A. Geçen yıl yapılan sınavlardaki bekleme listelerine göre, isim sırasına göre.

B. Kişilerin UBP’li olup olmadıklarına göre.

C. Başvuranlar içerisindekilerden parti gözetmeksizin kura yöntemi ile.

 

Bu seçenekleri hadi hep birlikte değerlendirelim. A seçeneğine göre geçen yılki sınav listeleri baz alınacak olursa, yeni mezun olan çiçeği burnunda öğretmen adaylarımıza haksızlık yapılmış olmayacak mı?

 

Peki B seçeneğini baz alırsak, sizce de özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde böyle partizanca bir yolu seçmek, ilkesizlik, ahlaksızlık değil midir? Öğretmenlik mesleğinin kutsallığına yapılmış bir saygısızlık değil midir?

 

Gelelim C seçeneğine. Açıkçası eğer ısrarla KHK sınav ilan etmeyecekse, alınacak öğretmenlerimizin kura yöntemi ile belirlenmesini daha adil bir yaklaşım olarak benimsiyorum.  Hatta bu durumu daha da eşit ve adil olacak bir uygulama yöntemlerine de çevirebiliriz. Örneğin eğitim durumunu ve alınan sertifikaları da işin içine katarak, buna benzer bazı kriterlere sahip olan kendini yetiştirmiş öğretmen adaylarımıza öncelik tanınabilir. Ya da onların içinden de ayrı bir kura yöntemi uygulanabilir. Yeter ki içimizde adalet duygusu olsun. Yöntem çok fazla mevcut.

 

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu açıklamasında hükûmetin “geçici öğretmenlerle ilgili oy açısından kâr sağlamak gibi basit bir düşünceye sahip olmadığını” ifade ederek, “Eğitim söz konusu olduğunda, bu tip şeylerin devre dışı kaldığını düşünüyorum.” dedi. Bu açıklamasını takdirle karşıladım. Biraz da şaşırdım tabi. Geçen süre zarfında bakanlık görevlerinde bulunduğu dönemlerinde yapmış olduğu geçici öğretmenlikle ilgili istihdamları maalesef ortada! O yüzden bu açıklamaları çok fazla güven vermiyor olsa da, yine de tüm ön yargıları bir kenara bırakıp, bir defa olsun bu tip şeylerin devre dışı kalıp kalmadığını hep birlikte göreceğiz. Merakla bekliyoruz.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir