Ankara’ya Yolcu Var

Geçen hafta ülke siyasetimize Ankara’nın müdahalelerinden bir tanesi daha eklendi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu’nu, UBP Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar’ı ve YDP Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Erhan Arıklı’yı Ankara’ya çağırması ülke gündemine bomba gibi düştü. Aynı görüşmeye çağrılan, bir diğer cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay ise belli sebeplerden ötürü bu görüşmeye gitmemeyi tercih etti.

 

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 2 ay kala, böyle bir toplantı düzenlenmesi birçok kişi dahil beni de kuşkulandırdı, zira bu görüşme Gezici dâhil birkaç anket şirketinin cumhurbaşkanlığı seçimleri hakkında nabız yokladıktan birkaç hafta sonra gerçekleşti. Gezici’nin anketine göre ilk turda seçmenlerin %36,7’sinin Ersin Tatar’a oy vermesi tahmin edilirken, seçmenlerin %31,9’unun da Mustafa Akıncı’ya oy vereceği iddia edildi. Tufan Erhürman’a ise ilk turda seçmenlerin %14,9’nun oy vereceği kaydedildi. İkinci turda ise seçimin Akıncı ve Tatar arasında gerçekleşeceği ve oy dağılımın %50,8 ve %49,2 olmak üzere Ersin Tatar’ın lehine sonuçlanacağı tahmin edildi.[1]

 

Ankara’dan döndükten sonra bu üç partinin genel başkanları neler konuşulduğu hakkında karışık izlenimler bıraktı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’la da görüşmek için adaya Arıklı ve Ataoğlu’ndan daha geç dönen Tatar, Türkiye ziyareti hakkında yaptığı açıklamada COVID-19 döneminde KKTC ve T.C. arasında İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’nın ve pandemi hastanesinin konuşulduğunu belirtti.[2]

 

Erhan Arıklı ise cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili “çatı aday” meselesinin konuşulduğu ama çatı adayın bağımsız olması gerekmesine rağmen Ersin Tatar’ın “Ben UBP’nin adayıyım.” demesi üzerine çatı aday fikrinin hayata geçirilemediğini dile getirdi. Bunun dışında yeni bir hükûmet konusunun tartışıldığını da belirten Arıklı, üçlü koalisyon fikrinde anlaşma sağlanamadığını söyledi.[3]

 

DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu ise görüşmede “gündemi meşgul eden tüm konulardan biri olduğu için” cumhurbaşkanlığı seçiminden bahsedildiğini ama görüşmede daha çok Maraş ve pandemi hastanesi üzerinde durulduğunu ifade etti.[4]

 

Bu bilgiler doğrultusunda, Fuat Oktay’ın davetinin nedeni cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sağ kesimde bir çatı aday çıkmasını sağlamak olabilir. Fakat, Gezici anketinde Tatar’ın ilk turda birinci olacağı ve ikinci turu kazanıp Cumhurbaşkanı olacağı tahmin edilirken, AKP hükûmeti neden sağ kesimdeki parti başkanlarını ve adaylarını Ankara’ya çağırıp, çatı aday konusunu gündeme getirdi? Önemli bir olasılık, Gezici’nin anketinin hakikati göstermediği ve Tatar’ın COVID-19 sürecini kontrol edememesinden dolayı oy miktarında hızlı bir düşüş yaşandığıdır. Muhtemeldir ki, her ne kadar Tatar’ın kazanacağı algısı yaratılmış olsa da gerçek sonuçların farkında olan AKP hükûmeti, kendi çıkarlarına uygun hareket edecek bir adayın cumhurbaşkanı olabilmesi için hemen böyle bir yola başvurmuş.

 

Eğer görüşmede cumhurbaşkanlığı seçimi ve yeni bir hükûmet konusunda herhangi biçimde bir telkinde bulunulmadıysa, Maraş, pandemi hastanesi ve ekonomik paket gibi hükûmeti ilgilendiren konularda neden koalisyon ortaklarından biri olan HP’nin Genel başkanı Yenal Senin de Ankara’ya davet edilmedi? Ya da neden hükûmet etmeyen ama muhalefet eden iki parti lideri Arıklı ve Ataoğlu çağrıldı? Yoksa bizim haberimiz olmadan, T.C. ile KKTC arasında imzalanan ekonomik paket gibi konulara, artık muhalefet partileri mi bakmaya başladı?

 

Peki neden diğer iki aday olan Erhürman ve Akıncı çağrılmadı? Çünkü, diğer iki adayın insan hakları ihlalleri yapan, kendi toplumunu sefalete sürükleyen ve tutarsız bir dış politikaya sahip olan AKP hükûmetinden talimat almayacağı bellidir. Zaten AKP hükûmeti de bunu bildiği için muhtemelen bu iki adayı davet etmedi.

 

Daha önceki Ankara ziyaretinden sonra dörtlü hükûmetten çekilme kararı alan ve daha sonra UBP ile koalisyon ortağı olmayı kabul eden Kudret Özersay neden bu davete teşrif etmedi? Belli ki, kendisi de bu davetin cumhurbaşkanlığı seçimi hakkında olacağını anladı ama halktan tepki almamak ve oy kaybetmemek için davete katılmamayı tercih etti.

 

Evet, böyle müdahaleleri Türkiye’de olan seçimlerde çok gördük. Gerek 2017 anayasa değişikliği referandumunda gerekse de İstanbul yerel seçiminde birçok hukuksuzluklar yapıldı. Hatta ikincisinde, istenilen sonuç elde edilmeyince seçimler tekrar edildi; ancak biz Kıbrıs Türk toplumu olarak böyle müdahalelere alışkın değiliz ve asla kabul etmeyiz. Bu görüşme, davet edilen parti başkanları tarafından ne kadar inkâr edilse de Kıbrıslı Türklerin iradesine bir müdahaledir ve bu müdahaleler demokrasinin sağlıklı işleyişine zarar vermektedir. Zaten, Ankara tarafından davet edilen cumhurbaşkanı adaylarından birinin kazanması durumunda, çözüm fikrinden daha da uzaklaşılan, şu an yaşadığımız döviz krizinden daha da kötü etkilenen ve dünya ile bağlantımızın kesildiği “bağımsız (!)” bir ülkede yaşamaya devam edeceğiz. Bu seçimde, kendilerini sağ kesimden tanımlayan seçmenlerin iyice düşünmesi gerekir, ya Ankara merkezli bir sultan tarafından yönetilip ekonomik illetlerden zarar göreceğiz ya da kendi ülkemizi istediğimiz gibi “biz yöneteceğiz”. Seçim sizin…

 


 

Referanslar

[1] Site editörleri. (2020). “Gezici ‘Tatar’ dedi”. Yenidüzen.

[2] Site editörleri. (2020). “KKTC Başbakanı Tatar’dan Türkiye ziyareti dönüşü açıklamalar”. CNN Türk.

[3] Site editörleri. (2020). “Arıklı Ankara’da hükümet ve seçim görüşüldüğünü açıkladı”. Detay Kıbrıs.

[4] Site editörleri. (2020). “Ataoğlu: “Davetin, Tatar ile Arıklı’ya da yapıldığını ben de kamuoyu ile birlikte öğrendim.”. Kıbrıs Manşet.

 

Fotoğraf: Mustafa Taskin, Pixabay.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir