Dünya gündemi son birkaç haftadır bir cinayetle sallanmakta: Cemal Kaşıkçı cinayeti. Bu sıradan bir cinayet, bir ülkenin iç meselesi olarak görülüp kendi kolluk kuvvetleri ve istihbarat kurumları tarafından çözülebilecek bir vaka değil. Aksine, uluslararası ölçekte ve birden fazla devleti ilgilendiren, âdeta Orta Doğu siyasetini yeniden şekillendirme gücüne sahip bir olay. Bu olayın ekseninde ise üç önemli aktör yatıyor: Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan Krallığı ve Türkiye Cumhuriyeti.
Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018 tarihinde İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu binasına girdi. Öncesinde ABD’deki Washington Büyükelçiliği ile irtibata geçmişti fakat elçilik onu İstanbul’daki konsolosluğa yönlendirdi. Sebeb-i ziyareti ise evlilik belgelerini almaktı çünkü Kaşıkçı bir Türk vatandaşı olan Hatice Cengiz ile nişanlıydı. Hikâye bu noktaya kadar normal ilerlerken bir şeyler bu saatten sonra ters gitmeye başladı. O gün Kaşıkçı konsolosluk binasından çıkmadı ve nişanlısı ondan haber alınamadığını belirtti. Konsolosluk ise nişanlısına Cemal Kaşıkçı’nın binadan ayrıldığını söylemişti.[1] Bu noktadan sonra Türk hükûmeti olayın üzerine gitmeye başladı ve olay medyada büyük yankı buldu. Türk hükûmeti elinde cinayet ile ilgili kanıt niteliğinde ses kayıtları bulunduğunu iddia ederken, Suudi Arabistan cephesi bu iddiaları yalanlıyordu. Nihayet, kaybolmasından tam 20 gün sonra Suudi Arabistan hükûmeti Kaşıkçı’nın öldürüldüğünü doğruladı.[2]
Konuya derinlik kazandırması adına Suudi Arabistan siyasetine bir bakış atmak faydalı olacaktır. Mutlak monarşi yönetim şekline sahip Suudi Arabistan’ın şimdiki kralı Selman bin Abdülaziz. 2015’de tahta geçen Kral Selman, 2017 yılında oğlu Muhammed bin Selman’ı veliaht olarak seçti. Muhammed bin Selman göreve geldiğinden beridir birçok reformun altına imza attı: Kadınların araba sürmelerine ilişkin yasağı kaldırdı, dinî polisin yetkilerini kısıtladı ve kadınların iş gücündeki varlığını arttırma yönünde adımlar attı.[3][4][5] Selman bunlar göz önünde bulundurulursa, ilerici ve reformcu bir lider olarak görülebilir fakat aslında kendisinin liderlik anlayışı bu değil. 2017 yılında “yolsuzluk karşıtı” bir hareket sonrasında 200’den fazla prens, siyasetçi ve iş adamının tutuklanmasını emretmiş ve mali anlaşmalar sonucunda hükûmet 124 milyar dolardan fazla paraya el koymuştu.[6] Bu hareket aslında bir yolsuzluk operasyonundan çok, Muhammed bin Selman’ın karşıtlarını sindirmek ve kendisini güçlendirmek üzere yapmış olduğu bir hamleydi. Kral Selman’ın hafif Alzheimer hastalığından mustarip olduğu da düşünüldüğünde bu hiç de şaşırtıcı gelmiyor.
Suudi Arabistan, Arap Baharı’ndan sonra yükselişe geçen siyasal İslam’a karşı Vahhabiliğin (Kur’an’ı geleneksel şekilde metin anlamı ile yorumlamayı benimseyen bir İslam mezhebi) savunucusu olarak, Birleşik Arap Emirlikleri ile birlikte Mısır’da Mursi’yi devirip yerine Abdülfettah es-Sisi’nin geçtiği 2013 yılındaki darbeye destek vermişti.[7] Bu noktadan sonra Orta Doğu, siyasal İslam’ın en önemli kuruluşu olan İhvan (Müslüman Kardeşler) örgütüne karşı ve örgütü destekleyen taraflar olarak iki kampa bölünmüştü. Karşıt tarafta Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri varken, karşıda Türkiye, Katar ve İhvan’a karşı da olsa Suudi Arabistan’a olan karşıtlığı nedeniyle İran vardı. İşte bu kamplaşma Türkiye’nin Kaşıkçı cinayeti olarak neden önemli bir noktada olduğunu gayet iyi biçimde açıklıyor.
Türkiye 2018 yılının ağustos ayında artık inkâr edilemez bir döviz krizine girmiş ve Rahip Brunson meselesi yüzünden ABD ile ilişkiler kopma noktasına gelmişti. Bunun en somut örneği Donald Trump’ın Türk çelik ve alüminyum ürünlerine getirilen vergiyi iki katına çıkarmasıydı.[8] Geçmiş Orta Doğu politikası büyük çoğunlukla başarısız olan, Avrupa Birliği ile ilişkileri kötü denilebilecek bir seviyede olan, uluslararası anlamda yalnızlaşmış bir Türkiye için Kaşıkçı olayı bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Türk hükûmeti, Suudi Arabistan’ın Kaşıkçı’nın öldüğü iddialarını yalanlamasına sürekli “ellerinde kanıt bulunduğu ve Kaşıkçı’nın öldürüldüğünden emin olduklarını” söyleyerek cevap verdi ve nihayetinde 20 Ekim’de Suudi Arabistan Kaşıkçı’nın öldürüldüğünü doğruladı. Bana göre Türk hükûmeti bu süreci iyi yöneterek, Orta Doğu’da hâlen etkili bir devlet olduğunu gösterdi ve döviz krizinin gölgelediği Türkiye’nin imajını bir nebze de olsa düzeltti. Suudi Arabistan’ın Katar’a uyguladığı ambargoda Katar’ın yanında yer alan Türkiye, ikinci kez Suudi Arabistan ile karşı karşıya gelmiş ve görece bu karşılaşmadan galip çıkmıştır.
İki devlet arasındaki olaylar bu şekilde iken en merak edilen ise ABD’nin tutumuydu. ABD Başkanı Donald Trump, 20-21 Mayıs tarihlerinde Suudi Arabistan’daki Riyad zirvesine katılmış ve burada Suudi Arabistan ile 350 milyar dolarlık bir silah anlaşması yapmıştı ki bu dünya tarihindeki en büyük miktardaki anlaşmalardan biriydi.[9] Ağustos ve Eylül ayları boyunca Türkiye’nin Brunson konusundaki sert tavır ile bozulan ilişkiler, 12 Ekim’de Rahip Brunson’ın serbest kalması ve Donald Trump’ın olayın ardından attığı Twitter hesabından Erdoğan’a teşekkür etmesi kötüleşen ABD-Türkiye ilişkilerinin tekrardan iyileşiyor olduğu izlenimi yarattı.[10] Aynı zamanlarda Kaşıkçı olayının gündeme tırmanması ile Trump olay hakkındaki endişelerini bildirdi fakat net bir açıklama yapmadı.[11] Cinayetin iddialarının yaygınlaşmasından sonra ise ABD Kongresinde muhalefet Demokrat Parti cephesinden Suudi Arabistan’a karşı sert açıklamalar geldi, hatta Senatör Chris Murphy Suudi Arabistan bu olayın ile ilişkilerde “temel bir kırılma yarattığını” söyledi.[12] Trump ise silah anlaşmasını örnek göstererek Suudi Arabistan’ın Amerikan halkı için “istihdam olanağı yarattığını” ve silah anlaşmasına karşı alınabilecek herhangi bir kararın kendisi için “kabul edilemez” olduğunu söyledi.[13] Suudi Arabistan’ın, Kaşıkçı’nın “bir arbede sonrası öldürüldüğü” açıklaması üzerine “memnun olmadığını” belirten Trump, The Wall Street Journal’e verdiği demeçte Muhammed bin Selman’ın Kaşıkçı’nın ölümünün arkasında olabileceğini belirtti.[14][15] Olaylar silsilesine baktığımız zaman Trump’ın Suudi Arabistan karşıtı bir tutum aldığını görsek de yapılan anlaşmanın boyutu göz önüne alındığında şahsen ben ABD tarafından Suudi Arabistan’a büyük bir ambargo veya yaptırım uygulanacağını düşünmemekteyim. Peki bütün bu olayın merkezindeki adam, Cemal Kaşıkçı, neden bu kadar önemliydi? Bu sorunun cevabında ise çok ilginç detaylar var.
Cemal Kaşıkçı uzun zamandır Suudi Arabistan’ın en önde gelen gazetecilerinden ve Orta Doğu konusunda en uzman isimlerden biriydi. Türk kökenli olan Kaşıkçı ABD’de eğitim görmüş ve birçok gazetede çalışmış, görevi boyunca Afganistan’da Osama bin Ladin ile röportajlar yapmış saygınlığı olan bir gazeteciydi. Siyasi görüş bakımından daha liberal ve ilerici bir tutumu olan Kaşıkçı, özellikle İslami demokrasinin de mümkün olabileceğini savunuyordu. Kaşıkçı’nın Suudi istihbaratı ile de güçlü bir ilişkisi vardı. İstihbarat Teşkilatının 22 yıl genel başkanlığını yapan Türki el Faysal’ın danışmanlığını ve ABD’deki büyükelçiliği boyunca medya konusunda yardımcılığını yapan Kaşıkçı, 2017 yılının haziran ayında ABD’ye gitmiş ve eylül ayında The Washington Post için yazmaya başlamıştı.[16] İlginçtir ki Muhammed bin Selman’ın da veliaht seçilme tarihi 21 Haziran 2017’dir. Muhammed bin Selman’ın yönetimini her fırsatta sert bir biçimde eleştiren Kaşıkçı’nın neden öldürüldüğü sanıyorum şimdi daha açık biçimde anlaşılabilir keza Kaşıkçı muhalif bir gazeteci olmasının yanında sağlam istihbarat bağlarına sahip bir kişiydi.[17]
Tüm bu bilgilerin ışığında olaya baktığımızda perde gerisinde Muhammed bin Selman’ın muhaliflerini tasfiye ederek kendi konumunu güçlendirmek istemesinin bu cinayet için çok güçlü bir sebep olduğunu görebiliyoruz. Rus hükûmetinin eski ajanlarına yaptığı operasyonların bir benzerinin de Cemal Kaşıkçı’ya Suudi Arabistan yönetimi tarafından yapıldığını söylemek pek de yanlış olmaz. Muhammed bin Selman’ın otoriter tavrı, Suudi Arabistan’ın yozlaşmış bir “ihtiyarlar krallığından” tek adamlı bir polis devletine dönüşümünün yolunu açıyor. İleride Kral Muhammed bin Selman’ın altında Gestapo tipi bir Suudi Arabistan yönetimi görmek beni açıkçası hiç de şaşırtmaz. ABD ise Selman’ın bu hareketine muhtemelen sözlü kınamalar ve belli başlı yaptırımlar uygulayarak cevap verecek, fakat Suudi Arabistan’ı derinden etkileyecek herhangi bir harekette bulunmayacaktır. Türkiye ile Suudi Arabistan ilişkileri muhtemelen karşı eksenlerde gelişmeye devam ederken büyük ihtimalle Türkiye, ABD ile “fırsat bu fırsat” deyip ilişkilerini daha ileri bir noktaya taşımaya hazırlanacaktır. Ben ilerideki 10 yılda Orta Doğu’da sert kutuplaşmalar beklemekle birlikte rekabetin en çok İran ve Suudi Arabistan arasında kızışacağını öngörüyorum. Yazımı bitirirken değinmek istediğim son nokta ise, demokratik muhalefetin yine kaybettiği ve otoriter yönetimin kazanmış olduğudur.
Referanslar
- https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2018/10/03/suudi-gazeteci-elcilikte-kayboldu/
- https://www.aljazeera.com/news/2018/10/saudi-arabia-confirms-khashoggi-killed-istanbul-consulate-181019221512552.html
- https://www.nytimes.com/2016/10/16/world/rise-of-saudi-prince-shatters-decades-of-royal-tradition.html
- https://www.economist.com/middle-east-and-africa/2017/09/27/saudi-arabia-will-finally-allow-women-to-drive
- https://www.independent.co.uk/voices/mohammed-bin-salman-saudi-arabia-domestic-reforms-benefit-wider-world-radical-a8237261.html
- https://www.abc.net.au/news/2018-01-31/saudi-arabia-seizes-more-than-$124-billion-in-corruption-purge/9377370
- https://www.aljazeera.com/news/middleeast/2013/07/201373223029610370.html
- https://www.bbc.co.uk/news/world-us-canada-45123607
- https://www.independent.co.uk/news/world/americas/us-politics/trump-saudi-arabia-arms-deal-sale-arab-nato-gulf-states-a7741836.html
- https://www.npr.org/2018/10/13/657136933/thankful-to-be-safely-home-pastor-brunson-freed-from-detention-arrives-in-u-s
- https://www.politico.com/story/2018/10/09/trump-jamal-khashoggi-885936
- https://www.haaretz.com/us-news/after-six-days-trump-concerned-over-saudi-journalist-disappearance-in-turkey-1.6544743
- https://edition.cnn.com/videos/politics/2018/10/11/trump-not-stopping-investment-saudi-arabia-missing-journalist-ip-vpx.cnn/video/playlists/saudi-journalist-jamal-khashoggi/
- https://abcnews.go.com/Politics/trump-satisfied-saudi-response-khashoggi-killing-risk-arms/story?id=58670976
- https://www.reuters.com/article/us-saudi-khashoggi/trump-says-saudi-prince-may-be-behind-khashoggi-death-idUSKCN1MY1RW
- https://en.wikipedia.org/wiki/Jamal_Khashoggi
- https://www.bbc.co.uk/news/world-europe-45775819