Bir Değişik Deneme: Yeni İnsan Nasıl Tanınır?

Uyarı: Daha önce sosyal medyaya ya da Tabella’ya yazdığım yazılardan bir veya birkaçını okumuşsanız birazdan okuyacağınız yazının üslubu ve konusunu yadırgayabilirsiniz. Keza ben yazarken dahi yadırgıyorum.

 

Gerek üzerlerinde çalıştığım muhtelif uğraşlar, gerek ara sıra vakit ayırmam lazım gelen eğitimim, gerekse bir günün sadece 24 saat olması gibi çeşitli mânialardan dolayı vakit ayıramadığım çokça şey var. Bunlardan birinin de yeni insanlar tanımak olduğunu fark ettim geçtiğimiz günlerde. Bu sorunu nasıl aşabilirim diye düşündükten kısa bir süre sonra bu sorunu kısa bir süre içerisinde aşamayacağıma kanaat getirdim. Demokrasilerde çareler tükenmez ya, ben de alternatif olarak en yakındaki yabancıyı, yani kendimi tanımayı denedim. Tabii tasarrufu seven bir insan olarak “bu denemeyi yazıya dökeyim de, boşa gitmesin” dedim, fikirden kurtardım.

 

“Neden?” Sorusu

Birini, hakkında edineceğimiz ansiklopedik bilgilerle mi tanırız? Sanmıyorum. Bir kişiyi tanımanın yolu hakkında edineceğiniz ansiklopedik bilgilerden ziyade, o bilgilerin neden var olduğuyla alakalıdır. Mesela kendimi tanımak için doğduğum günü bilmeye ihtiyacım yoktur, zira karşınızdaki insanın doğduğu günü bilmek ne işe yarar ki o insanı tanırken? (Kişiliğimizin doğduğumuz günlerde yıldızların nasıl dizildiğine göre belirlendiğini sanmıyorsunuzdur umarım, 21’inci yüzyıldayız.)

 

“Doğduğum yer şu, okuduğum bölüm bu, boyum 1,10” gibi muhabbetler döndürmedim kendimi tanımak için. Çünkü herkes kendisi hakkında bunları bilir, ama gerçekten de herkes tanır mı kendi kendini?

 

Bu nedenle birini tanırken en önemli nokta sanırım “Neden?” sorusunu cevaplamaktır. Bunu yapıyor da neden yapıyor, bunu söylüyor da neden söylüyor, bunu dinliyor da neden dinliyor… İşte o zaman o ansiklopedik bilgiler yerine kişilerin gerçeklerine ulaşırız. Mesela saçlarımı son 6-7 yıldır hep üç numara kestirmem kendimi tanıma adına gereksiz bir ansiklopedik bilgi iken, bunu uğraşacak onca şey varken bir de saçlarımla uğraşmak istemediğim için yaptığımı bilmem kendimi tanımam için önemli bir adımdır.

 

Gözlemleyenlerin Görüşü

Gözlemlemek hayatın her alanında çok önemli. Bir insanı da ancak onunla vakit geçiren insanlar gözlemleyebilir. Beni de en iyi gözlemleyen insanlar arkadaşlarımdır herhâlde. Hâl böyle olunca tabii yola çıkarken kopya çekmemek olmaz dedim. Sosyal medyanın nimetlerinden faydalanarak Instagram hikâyesinden (ilk defa) bir soru sordum. “Mustafa kimdir, nedir?” sorusuna birçok cevap aldım. Aslında amacım arkadaşlarımın göndereceği ironi içeren esprilerden bir şeyler çıkartmaktı ancak bazı arkadaşlarım sağ olsunlar beni utandıracak/şımartacak mesajlar atmayı tercih etti, teşekkürler…

 

Arkadaşlarımın gözünde genellikle çok konuşan bir insanımdır. Gelen cevaplardan da bunu teyit ettim. Zaten trol dostlarımın esprileri dışında gelen mesajların çoğu aynı meselelerden bahsedince bu tanımaya çalıştığım insanın gözlemleyenlerde benzer etkileri bıraktığını fark ettim. Babamın çok kullandığı ve sevdiğim bir atasözü şöyle der: “Sana bir kişi eşek derse, gül ve geç. Sana iki kişi eşek derse yine gül geç. Ancak herkes sana eşek diyorsa git ve kendine bir semer al.”

 

İlk İzlenim

İlk izlenime her zaman güvenmem. İnsanları zaman geçirmeden tanımak çok da mümkün değildir. Amma velakin bazı durumlarda ilk izlenim geçerli olabilir, öyle hemen yok saymamak gerekir.

 

Örneğin kendime kendimi hiç tanımazmış gibi bakınca 20 yaşlarında uzun boylu hiperaktif bir çocuk görüyorum. Kendime kendimi az tanırmış gibi bakınca 20 yaşında uzun boylu hiperaktif bir çocuk görüyorum. Kendime kendimi çok iyi tanırmış gibi bakınca 20 yaşında uzun boylu hiperaktif bir çocuk görüyorum. Sanırım bunun sebebi 20 yaşında uzun boylu hiperaktif bir çocuk olmam.

 

Sonuç: Mustafa’yı Tanımak

Sonuç olarak Mustafa’yı tanımanın çok da zor olmadığını fark ettim. Mustafa bence hayalperest bir çocuk. Çünkü onun için söylenebilecek tek bir şey varsa hayalleri için yaşıyor olduğudur. Zaten birinin ne için yaşadığını biliyor olmak bence onu tanımak için yeterlidir.

 

Uyarının sonu.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir