Tabella’nın yedinci ayına girerken ülke olarak da farklı bir dönemden geçiyoruz. Haftalık olarak yazdığım yazıları genellikle önceden planladığım hâlde, önceden göremediğimiz olaylar vuku bulunca güncel konulara değinmek kaçınılmaz oluyor. Bu hafta da eğitim konuşmak yerine siyaset yazmak durumundayım. Süreci değerlendirmek için yeni kurulacak hükûmeti beklerken bu hafta farklı bir yazı yazmaya karar verdim.
Uzun süredir siyaset hakkında fazla bilgisi olmayan arkadaşlarım tarafından “biz bilmeyik bu siyaseti, arada öğretici yazılar da yaz” tarzı öneriler almaktaydım. Son günlerde de yaşanan gelişmeler, siyasete hâkim olmayan arkadaşlarımızı zorlayacak cinsten olunca konum belli oldu. Bu yazı siyaset ile fazla ilgilenmeyen ama hepimizin gündelik hayatlarını etkileyen konular hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için. “Ben hükûmetin ne olduğunu ve nasıl kurulduğunu biliyorum.” diyen arkadaşlarımın ilgisini çekmeyebilir, uyarayım.
Siyaset hakkında pek de bilgisi olmayan arkadaşlarım için basitçe bazı konulardan bahsedeceğim yazılara başlıyorum. İyi okumalar.
Modern devletlerin çoğu güçler ayrılığı ilkesi ile çalışır. Bu ilke genellikle yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirlerinden ayrılmasını sağlar. Kuzey Kıbrıs’ta da anayasamız, güçler ayrılığını tesis eder. Buna göre yasama, yürütme ve yargı kurumları bir diğerinin çalışmalarına müdahale edemez.
Yasama gücü, adından da anlaşılacağı üzere yasa yapma gücüdür. Kuzey Kıbrıs’ın yasama organına Cumhuriyet Meclisi denir. Yasalarımızı yapmak ve yürütmeyi denetlemek yasamanın görevidir. Cumhuriyet Meclisi üyelerini yani milletvekillerini beş yılda bir veya daha sık yapılan genel seçimler aracılığıyla halk seçer. Milletvekilleri genellikle bir siyasi partiyi temsil eder ya da bağımsızdırlar.
Yargı gücü mahkemelerimizdedir. 6 ilçemizin her birinde aile mahkemesi olarak da oturan kaza mahkemelerimiz, biri Lefkoşa’da diğeri Gazimağusa ile Girne’de ortak çalışan iki ağır ceza mahkememiz ve bunların bağlı olduğu Yüksek Mahkeme vardır. Yüksek Seçim Kurulu da yargı yapısının içerisindedir.
Bu yazımızın konusu olan yürütme ya da daha sık kullanılan adı ile hükûmet, kamunun gündelik işlerinin yürütülmesinden sorumludur. En üst organa Bakanlar Kurulu denir. Bakanlar Kurulu bir başbakan ve on bakandan oluşur. Devletin ekonomisi, eğitimi, sağlığı veya yolları yürütmeden sorulur. Devlet adına ödemeleri hükûmet yapar.
Hükûmet Nasıl Oluşur?
Yeni bir hükûmet kurulacağında cumhurbaşkanı meclisten güvenoyu alabileceğine inandığı bir milletvekilini hükûmeti kurması için görevlendirir. Teamüller gereği önce mecliste en çok vekille temsil edilen partinin liderine ya da oluşacak diğer koalisyon formüllerindeki en büyük partinin liderine ya da başbakan adayına bu görev verilir. Ancak 1995 yılında Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş, kendisine cumhurbaşkanlığı seçimlerinde rakip çıkan Derviş Eroğlu yerine Olgun Paşalar’ı görevlendirmiş ve o dönem bir krize sebebiyet vermişti.
Görevi kabul eden milletvekili 15 gün içerisinde yeni hükûmeti sunar ya da görevi cumhurbaşkanına iade eder. Cumhurbaşkanı kendisine sunulan hükûmeti onaylar ve hükûmet göreve başlar. Daha sonra bu hükûmet ve programı Cumhuriyet Meclisine sunulur. Bu hükûmetin meclisten alacağı onaya güvenoyu denir. En az meclis tam sayısı olan 50’nin yarısının bir fazlası olan 26 milletvekilinin oyu gereklidir. Güvenoyu alamayan hükûmet düşer ve yerine yeni hükûmet kurulur.
Meclisteki partiler hükûmet oluşturabilmek için 26 milletvekiline ihtiyaç duyarlar. Eğer bir parti tek başına bu sayıya ulaşamazsa hükûmet kurabilmek için diğer partiler ile koalisyon kurmalıdır.
Ender durumlarda yeterli sayıya sahip olmayan partiler kendilerini hükûmet dışından destekleyecek partilerden güvenoyu alarak azınlık hükûmeti oluşturabilir.
Bugünkü Durum Ne?
Şu anda Ulusal Birlik Partisi 21, Cumhuriyetçi Türk Partisi 12, Halkın Partisi 9, Toplumcu Demokrasi Partisi 3, Demokrat Parti 3 ve Yeniden Doğuş Partisi 2 milletvekiline sahiptir.
26 sayısına ulaşabilecek kombinasyonlar arasında aşağıdakiler var:
UBP-CTP 33
UBP-HP 30
UBP-TDP-DP 27
CTP-HP-TDP-DP 27
UBP-DP-YDP 26
CTP-HP-TDP-YDP 26
CTP-HP-DP-YDP 26
Ayrıca azınlık hükûmeti kurulması da mümkün olabilir.
Hükûmet Kurulamazsa Ne Olur?
Eğer 60 gün içerisinde yeni bir hükûmet kurulamazsa Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın 88. maddesinin (2). fıkrası uyarınca meclisin yenilenmesi kararını alır ve tekrar erken seçime gidilir.
Böyle bir durumun olasılığının belirmesi hâlinde yasalarda belirtilmese de bir seçim hükûmetinin kurulması beklenir. Bu seçim hükûmeti, seçimlerden sonra yeni hükûmet kurulana kadar ülkenin yürütmesinden sorumlu olur
Muhalefet?
Mecliste hükûmeti oluşturan partilere iktidar partisi, diğer partilere de muhalefet partisi denir. Muhalefetteki partiler arasında en çok milletvekiline sahip olan partiye ana muhalefet partisi denir. Bu partinin de meclis grup başkanı, ana muhalefet lideri olur.
Süreç
Pazartesi ve salı günleri boyunca Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, mecliste temsil edilen partilerin liderleri ile görüşecek ve daha sonra bir milletvekiline hükûmeti kurma görevini verecek. Buna paralel olarak partiler de kendi aralarında koalisyon görüşmeleri yapmaya başlayacak.
Mustafa Akıncı’nın bu görevi mecliste en çok temsil edilen siyasi parti olan Ulusal Birlik Partisinin Genel Başkanı Sayın Ersin Tatar’a vermesi bekleniyor. Sayın Tatar’ın 15 günlük süre içerisinde bir hükûmet oluşturması ya da görevi iade etmesi gerekecek. Bu durumda Sayın Akıncı bir başka milletvekilini görevlendirecek.
60 günün sonunda hükûmet kurulamazsa ya da en az 26 milletvekili böyle bir karar alırsa erken seçime gidilecek ve yeni mecliste bir hükûmet kurulmaya çalışılacak.