Yak bütün ışıkları, mumları
Maksat aydınlansın bu dört duvar
Ama yine de içindeki karanlıktan kurtulamaz insan
Çık o şehirden
Kaç
Veda et aşina olduğun sokaklara
Bir adım at bilinmeyenin topraklarına
Baştan beri aradığını bulmak umuduyla
Koş
Uzaklaş gücün yettiği kadar
Geride bırakılanlara aldırmadan
Durma
Savrul rüzgârla yeniliğin sınırlarına
Ama unutma, kafasındakilerden kaçamaz insan
Bırak geçsin yıllar, günler ve aylar
Fark etmez işin özünde
Zaman akar, ömür biter, ışık söner
Başına gelenlerin tümüne katlanır
Hiçbirini unutamaz ama
Her bir şeye alışır insan
Bir titreme sarar aniden bedenini
Anlarsın sonunda soğuk gerçeği
Elinden bir şey gelmez
Bilirsin artık
Kabullenirsin sessizce
Galibiyetler zayiatsız gelmez
Neşeler acıya
Acılar neşeye karışmadan var olmaz
Değişmeden hayatta kalamaz insan
Korkma
Bir telaş sarsa da içini
Anımsanan sokaklar bir yere gitmez
Yaprakları rüzgârda dans eden o okaliptüs ağacı ölmez
Kargaların çığlıkları göğe karışmaktan bıkmaz
Bekleyenin sevgisi hiç bitmez
Dön şimdi geriye
Her günün aynı olduğu o şehre
Kumdaki ayak izlerini yutan dalgalar kıyıya vururken
Zaman kaybetme
Sor kendine
Giderken olduğun insandan bir şey kalmış mıdır geriye?