Geçmiş yıllarda çeşitli hükûmetler döneminde gündeme taşınan, içinde bulunduğumuz dönemde ise UBP-HP hükûmeti tarafından yeniden gündeme gelen Maraş konusu ve benzeri konular gündemi dolduruyor ve bunun sonu gelmiyor. Esas sorunlar ise bir köşede çözümsüz bekliyor. Anlaşıldığı üzere siyasetten vatandaşın beklentisi açıkça ortada ve net.
Burada yönetime talip olan kişilerin çözmesi gereken iki önemli konu var. Birincisi sistem sorunu; klasik siyaset yapan ve sandığa oynayan kişilerin konuyu parlamenter sistem mi, başkanlık sistemi mi tartışmasına dönüştürmesi ve konuyu basitleştirmesi doğru değildir. Örnek verecek olursak, kamu yönetimindeki bakanlıkların ve bakanlıklara bağlı daire, kurum ve kuruluşlar arasında ciddi koordinasyon sorunu var. Geçmişten beri daireler, kurumlar ve kuruluşlar koalisyon pazarlıklarında kullanılıyor. Gelen geçen hükûmetler devleti kendi çıkarları için kullanıyor, yıpratıyor ve çökmesine sebep oluyor.
Acilen bakanlıkların teşkilat yasalarının incelenerek dairelerin bağlı olmaları gerektiği bakanlıklara kalıcı olarak bağlanması gerekmektedir.
UBP-HP hükûmeti ise kurulma aşaması ve sonrasında yaşanan gerek Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığına gerekse Maliye Bakanlığına bağlı daireler konusunda yaşanan daire pazarlıkları sonucunda UBP – HP hükûmeti de geçmiş hükûmetler gibi bu konuda sınıfta kalmıştır. Sebebi çok basit. Değişim irade, kararlılık ve istek gerektirir.
İkincisi dış güçler sorunu. Ülkemizde değişim isteyen ve bu yönde adım atmaya çalışan kişiler hiç gecikmeden statükocular tarafından AB’ci veya Türkiye’ci olarak fişleniyor. Bu tutum bizi toplum olarak çıkmaza sürüklüyor. Çünkü değişim sürecinde dış güçler etkin rol oynuyor. AB ve Türkiye ile iyi diyaloglar kuralım, ilişkileri geliştirelim diyen kişiler ne yazık ki dışlanıyor ve bu durumda değişim süreci ciddi darbe alıyor. Sol ve sağ kesimde bu durum ciddi kök salmış durumda.
Ne yazık ki, ülkemiz siyasetinde çözülmesi gereken çokça sorun ve sorgulanması gereken çokça tezatlık vardır.
Kapak fotoğrafı için tıklayınız.
