Hikâyeyi en başından beri takip eden bir insan olarak hep güzel bir son hayal eder ve dilerdim. Mücadelesine ve pozitifliğine hayran olduğum bu kadına bir yazılık bir yer ayırmam gerektiğini düşündüm. Enerjisi, güler yüzü, mücadelesi ve gözlerinde saçtığı ışık son ana kadar hiç bitmedi. “Başaracağım!” dedi hep, diğer bütün savaşçılara ve kendine, “Hep birlikte başaracağız!” dedi. Çok güzel savaştı Neslican, hep gülerek ve hep mutlu olarak, çok güçlü savaştı. Unutulmayacak bir iz bıraktı, milyonların kalbine dokundu. İlham alınacak çok güzel bir hikâye bıraktı geriye. Bilenleriniz için yeniden, bilmeyenler için de tanımak ve hayran kalmak için bir daha okuyun Neslican’ın hikâyesini.
İki sene önce başlıyor Neslican’ın hikâyesi. Üniversite sınavlarına hazırlandığı sene bacağında hissettiği küçük sızılar, daha sonra ağrılı kramplara dönüşüyor. Sporla uğraştığı için doktorlar kas yırtılması, kas zedelenmesi gibi sebeplere bağladılar durumunu. Evet, teşhis biraz geç kondu. 13 Mart 2017 tarihinde üniversite sınavına 2 hafta kala kanser olduğunu öğreniyordu Neslican. Kanseri üçüncü evre ve tümör bacağını sarmış, hatta kemiğini aşındırmıştı. “Neden ben?” psikolojisine girmektense, yenebilecek güçte olduğu için kanser tarafından seçildiği düşüncesini dile getirmişti Neslican konuşmasında. Üniversite hazırlığı ve sınava girme hayalini erteleyerek tedaviye başladı.
Kemoterapi almaya başladığı sırada tümör küçülmeye başladı. Daha sonra ağrılarının artmasıyla yeniden taramaya girdi ve tümörün eskisinden daha da büyüdüğü ortaya çıktı. Zorlu bir ameliyata girdi Neslican. Elinde rujuyla poz vermiş ışık saçan bir resim ile bacağını kaybetme riski olan bir ameliyata girecek kadar güçlü birini tanıdınız mı hiç? İnanıyordu, bacağı kurtulacaktı. Maalesef tümör çıkartılamayınca bacağını tümörden kurtulmak için kaybetti. Uyandığında her şeyi kaybetmiş, bacağı yok, saçları yok ve arkadaşları üniversiteye başlamıştı. Elinde siyah bir poşette bacağını taşıyarak çıktı hastaneden. Kanserin geri gelmeyeceğinin garantisi yoktu ama hayat devam ediyordu ve o an kanser olmadığı, en azından kurtulduğu için o küçücük mutluluğa tutundu. Kendini eve kapatmadı, şortunu elbisesini giyerek sargılı bacağı ile birlikte toplumun bir parçası olmaya devam etti. Aynada kendine bakmayı öğrendi. Hayatı hak ettiğini her zaman tekrarladı. Yazmaktan ilham aldı Neslican, çevresini haberdar etmek, yaşadığı tecrübeleri paylaşmak için. Bir süre sonra sosyal medyada güçlü ve hayata barışık karakteriyle büyük bir kitlenin sevgisini kazandı.
Altı ay sonra yeniden kanser olduğunu öğrendi. Tümör akciğerde nüksetmişti. Kanserle vereceği ikinci savaş başladı. Yeniden ameliyat oldu. Kemoterapinin durduramadığı bir tümörü küçük bir hapla kontrol etmeye çalışmaktı tek çare. Ne kadar zamanının kaldığını bilmiyor ama güzel yaşamak istiyordu Neslican. Öyle de yaptı. Mücadelesine minik savaşçıları da davet etti, akranlarına ve kendinden büyüklerine de ilham oldu. Bu süreçte hayatında dönüm noktaları oldu ve birçok insana ulaştı. TEDx konuşmasının yanı sıra birçok söyleyişiye katıldı.[1] “Ben bir bacaktan ibaret değilim, çok daha fazlasıyım.” dedi Neslican TEDx konuşmasında. Tümörünün izleyeceği yol ne olursa olsun, hiç zayıf düşmedi, dimdik ayakta durdu. Antidepresan almadı, psikolojik destek görmedi. Kendi psikolojisini kanserden kendi koruyacak güce sahipti Neslican.
Yeniden üniversiteye hazırlanmaya başladı, kitap yazmaya başladı. Yazılarını sosyal medya hesabından paylaştı. Gezmeye ve dilediğini yapmaya devam etti. Yaşamaktan hiç vazgeçmedi, umuda hiç küsmedi Neslican.
Yeni yılda üçüncü kez kanser olduğunu öğrendi Neslican. Tümör akciğerlerine ve kemiklerine yayılmıştı. Ameliyatla çözülecek bir noktada değildi. Bu kez kabul etmesi zor oldu. Bazı kanserler hastaya 3-5 yıl da olsa hayata ikinci şansı vermek için zaman tanırken Neslican’ın kanseri ona zaman tanımamıştı. Belki de sonuç, hayatını kaybetmek bile olsa Neslican yaşamak istiyordu, bunu görebiliyordu. Üniversiteye hazırlanmaya yeniden devam etti. Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümünü kazandı. Tedavisi yanıt vermeye başlıyor ve tümör küçülüyordu. Daha da umutlanmaya başladı Neslican. Fakat güzel süreç kısa sürdü. Bir süre sonra dördüncü kez hastalığının tekrarladığını ve tümörün büyümeye başladığını öğrendi. Ameliyatla tümör çıkartılamıyordu. Kemoterapi ile durum iyileştirilmeye çalışıldı. Son evredeydi artık kanseri. Bu süreçte bile hep yaşamak istiyorum dedi. Zaman zaman ciğerleri söndü. Borularla yaşadı. Kanamaları oldu. Sürekli hastaneye yattı. Taburcu olduğu her gün yarım kalacak bile olsalar tüm gücüyle hayallerini kurmaya ve onları gerçekleştirmeye devam etti. Büyük bir hayali olan YouTube kanalını açtı. Tatile çıktı, gezdi, eğlendi. İnsanları motive etmeye devam etti. Kanamalar yaşadı bu süreçte. Hep umut doluydu, yaşadığı sorunları anlatırken bile; “Ama geçecek.” diyerek sonlandırıyordu yazılarını. Son olarak sosyal medya paylaşımında kötüye giden sağlığından bahsetmişti Neslican ve son cümlelerinde ise “Hâlâ taburcu olacak kadar iyi olmayı bekliyorum. Şimdi her şeyin çok güzel olmasının tam zamanı bence. Hadi hemen olsun.” dedi.
15 Eylül’de yoğun bakıma alındı ve milyonlar her şeyin çok güzel olması için bekledi. 20 Eylül 21.20’de henüz 21 yaşında çoklu organ yetmezliğinden mücadelesi bitti.[2] Neslican’ı milyonlar tanıdı, milyonlar çok sevdi, milyonların hayatına dokundu. “Kolum yok ama sayende göstermekten utanmıyorum, ben de yaşamak istiyorum.” diyen umut dolu insanlar kazandırdı bu dünyaya. Kendini “demir kadın” olarak tanımladı hep ve “Kaybedersem bile savaşarak kaybedeceğim.” dedi. Sen kazandın demir kadın, bu dünyada yaşamaya devam edeceksin; her kanser hastasının umutlarında yaşayacaksın.
Referanslar
[1] Tay, Neslican. (2018). B”en Bir Bacaktan İbaret Değilim, Çok Daha Fazlasıyım.” TEDxENKASchools
[2] Hürriyet Gazetesi. (2019). “Son dakika: Neslican Tay vefat etti sosyal medya hüzne boğuldu”.
Neslican’ın sosyal medya hesapları:
Fotoğraf için tıklayınız.