İsteyenin, istediğini, istediği şekilde belirttiği, gençlerimizin sesi olan, Tabella‘mızın birinci yılı. Tabella ailemizin dışında ₺1 bile yardım almadan herkese sunduğumuz 52 sayı.
Bu vesileyle yazımın içinde özellikle bahsetmek istediğim, beni düşündüren, etkileyen bazı yazılardan alıntılar yapmak istiyorum. Bu yazılar tamamen bireysel olarak beni etkileyen yazılardır. Tabella’mızın bir veya iki yazıda bahsedemeyeceğim kadar çok saygıdeğer yazarı ve muazzam yazısı vardır. En gurur duyduğum yazılarımdan olan “Potansiyel”de Kıbrıs’ımızın tartışılmaz potansiyelini dile getirmeye çalışmıştım. Bu yazı ise Tabella ve yazarlarımız üzerinden Kıbrıslı gençlerimizin potansiyelini size gösterecektir.
Sine Özkaraşahin’in anlamlı şiirinin bulunduğu “Kuralsız Hayatın İçinden Birkaç Kuram” yazısından: “her zaman hislerini dile getir,/hislerin hakkında konuş,/çünkü eğer gizli kalmaları gerekseydi,/sen şu an onları hissetmiyor olurdun,/ve her his bir işaret,/bir eyleme sebeptir.”
Fatma Dalokay’ın gençliğe olan umudundan bahsettiği “Umut Tütülü Gençlik” yazısından: “Birilerinin onayını arıyorsanız da alın tüm onaylarım sizin olsun. Sonuna kadar arkanızda, sonuna kadar yanınızdayım. Aldırış etmeyin umutlarını yitirmişlere, biz daha genciz. Umudumuzu yitirmek için çok erken. Ne yapalım? Pes mi edelim?”
Senalp Canlıbel’in daha güzel anlatılamaz denilebilecek “Tanınmıyorum, Öyleyse Yokum” yazısından: “Ben nerede yaşamak isterim? Cevabım Kıbrıs oldu. Belki bunun sebebi dünyadaki her yeri gezmiş olmadığımdır, fakat zaten o kadar vaktim veya kaynağım yok. Kendime ikinci sorduğum soru ise: Ben Kıbrıs dışındaki ülkelerde, Kıbrıs’taki gibi yaşayabilir miyim? Cevabım hayır oldu. Hellimiydi, macunuydu, mücendrasıydı, folkloruydu, çekilmez yaz sıcağıydı; belki başka yerlerde hepsini bir araya getirebilirdim ama sonuç olarak kendimce olduğum yeri Kıbrıs yapmaya çalışmış olacaktım.”
Şenay Gökçebel’in kısıtlı bir yaşamı nasıl değerlendireceğimizi yazdığı “Yaşamak İçin Yaşamak” yazısından: “Şimdi ben çalışmaya, okumaya ve üretmeye devam edeceğim. Önemli olduğunu, doğru olduğunu bildiğim için devam edeceğim.
“Fikirlerdir umudu yaşatan, şafağın fikri olmasa çekilmez olur gece.” demişti Mehmet Göksu. Üretmeden çekilmez yaşamak ve bunun getirdiği umuttur beni vazgeçmekten alıkoyan. Başkalarının hayatına dokunmaktır şafak ve bu fikirdir bana yaşamayı ciddiye aldıran.”
Mehmet Hatipoğlu’nun çok geç olmadan farkına varmamız gerekenleri yazdığı “İnsan Olmaya Ne Dersiniz?” yazısından: “Öyle ki donör olmak bir kahramanlık değil, bir insanlıktır, ekstra bir vicdani rahatlık değil, çok zaman sonra ulaşılacak o yüksek ve ortak toplum bilincinde yapılması gereken eylemdir. Bir iyilik değil, bir insanlıktır…”
Direnç Berksel’in hep birlikte çalışıp tarihî bir etkinliği başardığımız Kıbrıs Türk Gençlik Kongresi’ni mükemmel bir şekilde anlattığı “Kral Çıplak!” yazısından: “31 Ağustos – 1 Eylül tarihlerinde Kıbrıs Türk Gençlik Kongresi’ni gerçekleştirme onuruna nail olduk.
Düşünsenize, kökü nereden olursa olsun gençlik çağının en güzel meyvelerini bu topraklarda veren 200 tane genç Mağusa’da bir araya geldi ve 5 ana başlık ekseninde hem ülkemizin hem de ülke gençliği olarak kendilerinin yaşadıkları sorunları konuştular. Hepsinin ayrı bir rengi, hepsinin ayrı bir sorunu veya önceliği vardı…”
Fuat Çakıcı’nın yurt dışında okuyan ve yaşayan her Kıbrıslının hislerini dile getirdiği harikulade “Hayalperest Kıbrıslı Türk” yazısından: “Ülkemiz için ilk fırsattan yapacağımız şeylerin haddi hesabı olmazdı bir kere. Hayır kuruluşlarında, sokaklarda, parklarda gönüllü iş yapmaktan tutun, ‘beyin göçü’ diye bir sorun olmadığından mezun olur olmaz toplumumuza uzmanlık alanımızda hiç beklemeden elimizden geldiğince katkı vermeye çalışırdık. Siyasetle zaten en başından iç içe olup, ülkeye direkt olarak yapabileceğimiz her türlü aktivizm ve icraatlarla katkı sağlamak için canımızı dişimize takardık. Ambargo diye bir şey kalır mıydı, kalabilir miydi?”
Mehmet Göksu’nun gençlerimizin eforlarının boşa gitmediğini anlatan ve umut yeşerten “Ülkesine Yüreğini Postalayanlar İçin” yazısından: “Ne mutludur şafak vaktini sizlerle koklamak…
Artık Kıbrıs’a nispeten daha az dönebileceğim bir döneme girerken filizlenmiş olanlara bakıyorum, ve ne mutlu diyorum, ne mutludur umut sahibi olan…”
Son yazı ise tabii ki 52 haftada 52 yazısı bulunan Mustafa Özbilgehan’ın her şeyi bu sözlerle öngördüğü “Ön Söz” yazısından: “Günün sonunda inanıyorum ki Tabella, birçok insana yepyeni fikirler katmakla kalmayıp umut da dağıtacak. İnanıyorum ki bir gün bu ‘Ön Söz’ yazısını okuduğumda ortaya koyduğumuz bu vizyonu ve kurduğumuz hayalleri karşılamış olmanın mutluluğunu hissedeceğim.”
Bu yazılar, hafife alınmayacak yazılar. Kesinlikle okunması gereken, okutmamız gereken yazılar. Çok çok çok önemli mesajlar veren, gençliğe ümit ve motivasyon veren, Kıbrıs’ımızı geliştirme fikirleriyle dolu, Kıbrıslı insanların neler başarabileceğini gösteren, inanç veren yazılar.
Gençler olarak fikirlerimizi paylaşalım diye, 52 hafta önce bir fikir olmaktan çıkıp hayata geçirilen bu platformdan çıkan ve hayata geçirilen, geçirilme aşamasında olan projelerden, “Bir insanı bile düşündürsem, harekete geçirsem kârdır.” düşüncesiyle yazılan yazılara, editörlerimizin harcadığı inanılmaz vakitlerden, çağrıldığımız etkinliklere, Tabella’mızın birinci yılı dolu dolu geçti. Herkesin gönüllü çalıştığı hâlde bu başarıları elde eden bir platform ile gurur duymayıp da ne yapmalı?
Nice mutlu yaşlara Tabella! Bu sene daha aktif olmak dileğiyle!
Referanslar:
Bey A. (2019). Potansiyel. Tabella.
Özkaraşahin S. (2019). Kuralsız Hayatın İçinden Birkaç Kuram. Tabella.
Dalokay F. (2019). Umut Tütülü Gençlik. Tabella.
Canlıbel S. (2019). Tanınmıyorum, Öyleyse Yokum. Tabella.
Gökçebel S. (2019). Yaşamak İçin Yaşamak. Tabella.
Hatipoğlu M. (2018) İnsan Olmaya Ne Dersiniz? Tabella.
Berksel D. (2019). Kral Çıplak! Tabella.
Çakıcı F. (2018). Hayalperest Kıbrıslı Türk. Tabella.
Göksu M. (2019). Ülkesine Yüreğini Postalayanlar İçin. Tabella.