Lafla Peynir Gemisi Yürümez

Eskiden “Kuzey Kıbrıs’ta her evde 2 araba vardır.” diyorduk ancak son zamanlarda bu cümleyi “Kuzey Kıbrıs’ta her evde 3 veya 4 araba vardır.” şeklinde değiştirmemiz gerekecek.

 

İnsanlar haksız mı? Hayır.

 

Toplu taşımacılık gelişmediği için insanlar özel araç kullanmak zorunda kalıyor. Nüfusumuz artarken bu duruma paralel olarak araç sayısı da hızlıca artıyor. (Nüfus sayımız tam olarak bilinmediği için sayısal bir örnek vermek doğru değil diye düşünüyorum.)

 

***

 

Adamızı “Üniversite Adası” olarak isimlendiriyoruz ancak ehliyet sınavları konusunda ciddi bir adım atılmıyor. Kıbrıslı ve yurt dışı ülkelerden gelen öğrenciler burada ehliyet alıp kolayca araba alabiliyor veya kiralayabiliyor ancak gerekli düzenlemeler yapılmıyor.

 

İngiltere’de ehliyet sınavları iki aşamalı yapılıyor. Önce kendi içerisinde de iki aşamalı olan teorik sınav vardır. İlk aşaması teorik test sınavı, ikinci aşaması ise bilgisayar üzerinden tehlike algılama sınavıdır.

 

Daha sonra ise sürüş sınavı yapılır.

 

Ülkemizde ise her gün birçok trafik kazası yaşanıyor. Bunların birçoğu aynı bölgelerdeki aynı çökmüş yollarda yaşanıyor. Buna rağmen gerekli sıkı denetimler yapılmıyor.

 

Tabii denetimler yapılabilir mi?

 

Hayır, polis eksiklikleri giderilmeden istenilen düzeyde denetimlerin yapılması çok zor.

 

***

 

Yollarımızın durumu ise içler acısı. Yollarımıza asfalt dökülüyor ancak hafta geçmeden çeşitli altyapı nedenlerinden dolayı tekrar bozulup tekrar dökülüyor. Yollarda giderken sallanmaktan ve sarsılmaktan böbrek taşı olan bir kişi taş düşürebilir.

 

***

 

Trafik denilince aklımıza gelen diğer bir önemli konu ise araç sigortaları.

 

Yine İngiltere’den örnek verecek olursak: Genç bir sürücü olarak ehliyet şartlarını yerine getirdiniz. Sıra kullanacağınız aracınızın sigortasına geliyor.

 

Yeni ehliyet alan bazı genç arkadaşlar gibi sürat arabası yani motor gücü yüksek araba peşindeyseniz yandınız.

 

18-25 yaş arasındaki bir kişinin motor gücü yüksek arabalar için ödemesi gereken sigorta ücreti, araba fiyatının üstündedir.

 

Önce düşünüp sonra uygulayan hiç kimse böyle yüksek bir sigorta ücreti ödemez. Doğal olarak hız yapmak isteyenler (Sadece gençler deseydim haksızlık olurdu.) motor gücü düşük araba almak zorunda kalır.

 

Böylesi bir yöntem insanları kazalardan korumak için çok önemli ve gereklidir.

 

***

 

Ülkemizde trafikte seyreden halk arasında söylendiği şekliyle “külüstür” araçlar tehlike saçıyorlar.

 

Bu araçların birçoğunun, freni tutmuyor, kaportası hasarlı, farlarının bazıları çalışmıyor, lastikleri aşınmış…

 

Bu durumda olan bir aracı kullan bir sürücü genç veya yetişkin olması ne fark eder ki? Sürat yaptığı anda yoldan çıkması ve başka bir araca veya kişiye çarpması kaçınılmazdır.

 

Bu durumun değişmesi için senelerdir söylenen ve bir adım atılmayan araç muayenelerinin 3 yılda bir değil, her yıl uygulanması gerekmektedir.

 

AB üyesi olmak için uğraşan bir toplumun, AB ülkelerindeki uygulamaları diğer tüm konularda olduğu gibi trafik konusunda da uygulayamaz oluşu tuhaf ve üzücü bir durum…

 


 

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir