Kasım ayına girdiğimiz dönemde Nisan 2020’de gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimine 6 ay kaldı. Kasım ayı içerisinde cumhurbaşkanı adaylarının belli olması bekleniyor. Adayların belirlenmesinin ardından seçim propaganda süreci başlayacak. Ülke gündemi kilitlenecek.
Çok adaylı bir süreç olacağı görülüyor. Doğal olarak kazanmak olduğu gibi kaybetmek de olacak bu 6 aylık süreçte… Kişisel düşüncem, ki bu düşünceme bazı federalistler karşı çıkabilir, seçilecek cumhurbaşkanından beklentilerin eski dönemlere göre biraz daha farklı olması…
Cumhurbaşkanlığı makamını müzakerecilik olarak görmek doğru değil!
Yıllardır Kıbrıs sorunu endeksli seçim süreçleri geçirdik. Cumhurbaşkanı adaylarının seçim broşürleri ve afişlerinde Kıbrıs sorunu ve çözüm ile ilişkin cümleler yazıyordu.
Artık yeter!
Bu düşüncenin değişmesi gerekmektedir. Seçilecek kişinin çözüm olmaması veya çözüm sürecinin uzaması durumunda yapacaklarını söylemesini bekler ve isterim.
Cumhurbaşkanı makamının sadece çözüm konusundaki düşüncesine göre seçilmesi bizim oyumuzu değersizleştiriyor.
O nedenle ki cumhurbaşkanını, yani Kıbrıs Türk toplum liderini, seçerken bu makamın uluslararası alanda kabul gören tek makam olduğu bilinciyle hareket ederek cumhurbaşkanı adaylarının Kıbrıs konusu dışında ne vadettikleri ve neler yapabileceklerini konuşalım ve öneri yapalım.
Kıbrıs Türk toplum liderinin uluslararası alanda Kıbrıs konusu dışında yapabilecekleri vardır.
Örnek verecek olursak, turizm alanındaki dış ticaret bağlantılarıyla ilgili adım atılması için veya spor ve sanat alanındaki engellerin kırılması için mücadele edebilir… Daha birçok madde söyleyebiliriz.
Hükûmet ile tanınmış makam olan Kıbrıs Türk toplum liderliği ortak çalışarak temel sıkıntı ve engellerin önünü daha rahat açabilirler.
Sonuçta önemli olan uluslararası alanda tanınmış tek makam olan cumhurbaşkanlığının, yani toplum liderliği makamının, en etkin şekilde kullanılmasıdır…
Fotoğraf için tıklayınız.