Meditasyon serüvenim yaklaşık bir yıl önce yurt dışında okuyan bir arkadaşımın yanına gittiğim zaman, bana onunla birlikte meditasyon yapmayı teklif ettiği zaman başladı. İlk zamanlarda meditasyon yapmayı yalnızca hayatın telaşından bir kaçış fırsatı olarak gördüm, ancak daha sonraları kendime vakit ayırdığım bir zaman dilimi ve benliğimle iletişime geçebildiğim bir aktivite hâline geldi.
Nasıl ki, bedenimizin fiziki sağlığı için her gün belli bir miktarda yapılmak üzere fiziksel egzersizler önerilmektedir, bu, ruhumuz ve zihnimiz için de geçerli olmalı. Meditasyon, tam da burada bizlere ruh ve zihin sağlığımız için gerekli olan egzersizi yapabileceğimiz bir fırsat sunmaktadır. Bedenimizi hissederek, ruhumuzda ve zihnimizde var olan şeyleri dinlemek ve anlamak adına meditasyon yapmak en uygun yöntemlerden bir tanesidir.
Meditasyon yaparken odaklanabilmek, ruh ve zihin egzersizi için verim alabilmenin en önemli kısmı şu ana varmaktır. Bulunduğumuz an hayatımızın en önemli anı olarak görülebilir. İlk olarak, yaygın kabul gören bir algı bizlere şunu önermektedir: “Tek gerçek an, şu an.”
Geçmiş geride kalırken, gelecek bizi ileride beklemektedir. Her ikisi de yaşamak için doğru zaman dilimi değildir. Ne geçmişte, ne de gelecekte yaşamalıyız. Ancak ve ancak şu anda yaşamalıyız, çünkü varlığı gerçek olan tek an içinde bulunduğumuz şu andır.
Şu ana varırken yapmamız gereken en önemli şey, yaptığımız işe odaklanabilmektir. Gerek kitap okuyor, gerek arkadaşlarımızla sohbet ediyor, gerek de meditasyon yapıyor olalım. Bulunduğumuz andan ve o an yaptığımız işten verim almanın en önemli yolu şu ana varmak. Meditasyon yaparken de aynı şekilde, geçmişi geride bırakmalı, aynı zamanda da, gelecek için endişe duymamalıyız. Ruhumuzu ve zihnimizi dinlemek ve anlayabilmek için şu anda bulunmalıyız.
Şu ana varmak için derin bir nefes alarak başlayabiliriz. Bu günün telaşından, yorgunluğundan ve de içerisinde bulunduğumuz endişelerden bizi kaçırmaya yardımcı olacaktır. Ardından, derin bir nefes daha alalım. Bu nefes ise bizi ana getirmeye ve kendimizle baş başa bırakmaya olanak sağlayacaktır. Ve son kez, derin bir nefes daha alırken, dilersek gözlerimiz kapanabilir ve artık tamamen kendimizle, ruhumuz ve zihnimizle baş başa kalabiliriz.
Gözlerimiz kapandığında ruhumuzu ve zihnimizi dinlendirmek adına birkaç nefes egzersizi yapabiliriz. İlk olarak nefes alırken “her şey”, nefes verirken ise ”yolunda” diyebiliriz. Bu nefes egzersizi ile şu an her şeyin yolunda olduğunu hissederek ve rahatlayarak, zihnimize erişebiliriz. Ardından ise, nefes alırken “bırak”, verirken ise “gitsin” diyerek, içimizde var olan endişeyi, stresi ve kaygıyı kendimizden, ruhumuzdan ve zihnimizden uzaklaştırabiliriz.
Hayatın en önemli amaçlarından biri, şu anda her ne yapıyorsak farkında olarak, adanmışlık ve özveri ile yapmak, bunun yanı sıra ise, istediğimiz şeyleri gerçekleştirebilmek için çabalamaktır. Bunu başarabilmek adına şu anda bulunduğumuzun farkında olmamız ve yapmak istediğimiz şeyi gerçekleştirebilmek için en doğru zamanın şu an olduğunu bilmemiz gerekir.
Şu ana varmak, bizi geçmişin yükünden arındıracak ve geleceğin kaygısından uzak tutacaktır. Geçmişte olanlar olması gerektiği gibi olmuş, gelecekte olacak olanlar ise henüz kontrolümüz dâhilinde olmayan olaylardan ibarettir. Bu nedenle, elimizde var olan tek zamanın şu an olduğunu bilerek, şu ana varıp, şu an yaptığımız her ne var ise ona odaklanmalıyız.
Gün boyu hareketsiz kalmamak adına bedensel sağlığımız için fiziksel aktiviteler yapmalıyız. Tıpkı bunun gibi, günün temposundan ve stresinden ruhumuzu ve zihnimizi uzaklaştırmak, arındırmak ve sağlığını korumak amacıyla günde 10 ila 15 dakika civarında meditasyon yapmamız gerekiyor.
Sözlerimi çok sevdiğim bir ilham noktası notu ile tamamlamak istiyorum: “Geçmişe ait düşüncelerin, mutluluğundan çalmasına izin verme. Geleceğe dair kaygıların, huzurunu kaçırmasına müsaade etme. Tüm dikkatinle şu anda bulunarak, mutluluğun andaki varlığını gözlemle.”
Çünkü unutma ki, tek gerçek an, şu an.
Kapak fotoğrafı için tıklayınız.