Sizin Gününüz Kaç Saat?

Zaman duygusu, zihinsel bir algıdır. Herkes için farklıdır ve kişiseldir. Zihinsel alanı oluşturan şeyler olduğumuz kişinin, yaşadıklarımızın, tecrübelerimizin ve yaptıklarımızın bir anlamı olduğunu bilmek ve farkına varmaktır.

 

Zamanı genellikle biriktirdiğimizi sandığımız, fakat aslında her şeyi hemen yapmak istediğimiz bir çağdayız. Kendimizle yarış içindeyiz. Sakinliğin, boşluğun, yalnızlığın yarattığı zamanı heyecanın yarattığı zamana tercih ediyoruz ve halen daha hafta sonları için, yılda iki haftacık tatil için zamanın içinde yarışıyoruz. Sanki 70 yaşına gelince yaşamaya başlayacağız. Size bir haberim var: Yaşıyorsunuz, hayatınız devam ediyor… Hem de “şu an”da yanı başınızda.

 

Dakika, saat, gün, ay ve yıl kavramlarıyla zaman, yaşamı düzenleyen bir mekanizmadır. Newton’a göre zaman sabittir ve değiştirilemez.[1] Fakat Einstein ve Stephan Hawking’e göre bu Einstein’ın İzafiyet Teorisi ile açıklanabilir.[2] İzafiyet Teorisi’ne göre bütün varlıklar ve varlığın fiziki olayları izafidir. Zaman, mekân, hareket, cisim bunların hepsi birbiriyle bağımlıdır ve bunlar birbirine bağlı izafi olaylardır. Uzaklığın ve zamanın gözlemciye bağlı olarak değişebileceğini ifade eden İzafiyet Teorisi, Newton’un teorisini çürütmüştür.

 

Einstein bunu çok basit bir örnekle açıklamıştır:

“Güzel bir kızla oturan bir adam için geçen süre ile aynı adamı sıcak bir fırının üzerine oturttuğunuzda geçen zaman aynı değildir; işte bu da rölativite (izafiyet) kuramıdır.”[3] – Albert Einstein

 

İnsan zihninde zaman basitçe geçmiş, şimdi ve gelecek olarak ayrılabilir. İnsan her üçünü de şimdiki zamana kolayca adapte edebilir. Şimdiki zamanda bir iş yaparken geçmiş ve geleceği düşünebiliriz. Gelecek zamanı hayal etmek bize umut verebilir, amaç verebilir. Geleceğe fazla takılmak, planlar yapmak, bize kaygı verip şimdiki zamanı yaşamamızı engelleyebilir.

 

Aynı şekilde sürekli geçmişi düşünürsek tecrübemizi alıp “şu an”a gelmişizdir fakat geçmişte takılı kalmak yine bizim “şu an”ı yaşamamızı engeller. Geçmişte yaşananlar değiştirilemez ya da tekrardan yaşanamaz; önemli olan şimdiki zamandır.

 

Çoğumuzun yaptığı ve boş bulduğumuz her an da iyi ya da kötü tecrübe ettiğimiz geçmişi anmak, düşünmektir ya da geleceği planlamaktır. Bunları yaparak şimdiki zamana verdiğimiz değeri azaltıyor ve şimdiki zamanı yaşayamıyoruz, anı kaçırıyoruz.

 

İnsan rasyonel bir varlık değildir diyeceksiniz belki de bana. Çok haklısınız. Hayat takvimlerimiz üzerinden, saatlerimiz üzerinden geçiyor. Her anımız. Hiçbir zaman geleceği ya da geçmişi düşünmeden durmak mümkün değildir. Önemli olan şimdiki zamana, geçmiş ve gelecek zamandan daha fazla önem vermektir. Muhtemelen bu yaşadığımız salgın süreci içerisinde hepimizin daha sık düşündüğü bir şeydir bu. Kendimize bir zaman çizelgesi çizmeden, zamanımızla yarışa girmeden “şu an”da olmak.

 

Ve zamanı olmayanlar, çok meşgul olanlar… Size de merhaba.

 

Üzgünüm ama size inanmıyorum. İnsan, vakti isterse yaratabilir. Herkesin “şu an”ı vardır; yani herkesin zamanı vardır. Sen boşsun ya da zamanım yok demeyin. Eşitsiniz, tek eşit olmayan noktamız zamanı nasıl kullandığımızdır. Gerek kendimize gerekse başkalarına ya da başka şeylere verdiğimiz değerle önceliklerimizi belirlemeliyiz. O zaman farkında olacaksınız ki zamanınız vardır, sadece siz “şu an”ı o işi ya da o insanı görmek için kullanmak istemiyorsunuz. Özellikle zaman yönetimini becerebilirsek ve “şu an”ın kıymetini değerini bilirsek aslında zamanın hakkını vermiş olduğumuzu fark edeceğiz ve ne kadar çok boş vaktimizin olduğunu göreceğiz.

 

“Yeterli zamanım yok deme. Büyük insanların da günleri 24 saattir…” – Can Dündar

 

Özellikle farkındalık bilincini geliştirerek geçmişte ya da gelecekte yaşamak değil de “şu an”a özen göstermek… Bilinçli farkındalık, tam da içinde bulunduğumuz anı ve varlığımızı algılamayı gerektirir. İnsan zihni rasyonel olmadığından dolayı kolayca geçmişteki acı veya güzel anılara ya da geleceğin fantezilerine, hayallerine sürüklenmektedir. Şunun farkında ve bilincinde olunmalıdır ki insan sadece içinde bulunduğu anı kontrol edebilir.

 

Bir sene önce başlayıp bir süre ara verip son üç aydır tekrardan pratiğini yaptığım bilinçli farkındalık meditasyonu (mindfulness meditation) ile “an”ı yaşama ve yaşayabilme farkındalığımı artırmış durumdayım. Kesinlikle tavsiye ederim. Belki de günde sadece 10 dakika yaparak bilinçlenmek ve farkındalığımızı artırmak mümkün. Meditasyon yapamam demeyin birazdan sizi “şu an”da, bu yazımla durup meditasyon yapmaya davet edeceğim.

 

Aynı zamanda nefes egzersizleri de bence farkındalık için çok önemlidir. Ne zaman mutlu olsak ne zaman sinir olsak farkında mısınız ki derin bir nefes alırız? Belki sakinleşmek, belki hafızamıza o anı bir koku ile yerleştirmek için bilemiyorum. Ben özellikle “an”a dönmek, konsantre olmak ve zihnimi süpürmek için yapıyorum bunu. Düşüncelerin, duyguların, yaşananların telaşından zihnimi arındırmak için bir nefes.

 

Haydi! Nefes alın. Hem de derin bir nefes.

 

Bir tane daha.

 

Bir tane daha.

 

Yavaş yavaş süpürdünüz mü zihninizi? (Nefes alalım.)

 

Neredesiniz? Olduğunuz yeri düşünün. (Nefes alalım.) Oturduğunuz yeri ya da ayaktaysanız zemini.

 

Hangi kokular geliyor? Hangi sesleri duyuyorsunuz? (Nefes alalım.)

 

Geçmiş ve gelecek için olan düşünceler zihninize uçuşuyor değil mi? Geleceklerdir. (Nefes alalım.) Fakat siz yine de nefesinize ve olduğunuz yere odaklanmaya çalışın. (Nefes alalım.)

 

Haydi son birkaç derin nefes daha.

 

Tebrik ederim. Meditasyon “yapamam” deyip, yapma çabasına giriştiniz. Harikasınız! Teşekkür ederim. Okurken yaptığın işlemi gözlerini kapatıp tekrar edebilir misin sevgili okurum?

 

Mevzu yapamamak değil, zamanınızın olmaması da değil. “Şu an”da sizin bilincinizi, farkındalığınızı ve kendinizi geliştirmek isteyip istemediğiniz. Çünkü istedikten sonra çalışarak ve pratik yaparak, öğrenebilir ve yapabilirsiniz. Bisiklet sürmeyi, bisiklete binmeden önce bilmiyordunuz, sürerek öğrendiniz unutmayın. O “an”da öğrendiniz ya da öğrenmeye başladınız.

 

“Şu an”da kaldığımız, kalabildiğimiz ve “şu an”ın değerini bilip öğrendiğimiz “an”lara…

 


 

Referanslar

 

[1] Rynasiewicz, R. (2014, Summer Edition). “Newton’s Views on Space, Time, and Motion”, The Stanford Encyclopedia of Philosophy, Edward N. Zalta (ed.).

[2] Mainwood, P. for Quora. (2016). “Einstein and Hawking Had Different Ideas About the Concept of Imaginary Time”. Forbes.

[3] McFadden, C. (2016). “10 Ways You See Einstein’s Theory of Relativity in Real Life”. Interesting Engineering.

 

Fotoğraf için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir