Yukarı Karabağ’da Savaş: Son Zamanların En Ciddi Gerginliği Yaşanıyor

Post-Sovyet dönemin en sert çatışma alanlarından biri olan Dağlık Karabağ’da 27 Eylül günü beklenmedik bir gelişme oldu ve sabah sularından itibaren gün boyu süren çok sert askerî çatışmalar başladı.

 

Azeri kaynaklara göre yerel saat ile sabah 6.00 sularında Ermeni birliklerin Azerbaycan kontrolündeki birliklere ve yerleşim yerlerine yönelik saldırılara başlamasının ardından Azeri güçler saat 8.00 civarında karşı saldırıya geçerek 1994 ateşkes sınırının Ermenistan kontrolünde bulunan kısmına doğru ilerlemeye başladı. Ermeni kaynaklar saat 6.00 sularında kendi taraflarından bir saldırının olduğu iddiasını şu anda kabul etmezken, BBC’nin aktardığına göre Ermenistan Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklama Azerbaycan’ın sabah saat 8.00 sularında tek taraflı bir taarruza başladığı yönünde oldu.

 

Tarihsel bakış

Dağlık Karabağ sorunu uzun yıllardır devam etmekte. Mevcut gerginliğin kökeninin 1988 yılından başlayarak devam eden kriz olduğunu söylemek doğru olacaktır. Kısaca özetlemek gerekirse o dönem Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği çatısında olan Azerbaycan sınırları içerisinde Ermeni nüfusun çoğunlukta yaşadığı özerk bir bölge olan Dağlık Karabağ’da yaşayan Ermeni nüfus ile Azeri nüfus arasında gerginlik olmuş ve bu gerginlik seksenlerin sonundan itibaren Sovyetlerin de dağılmasıyla tam teşekküllü bir savaşa dönüşmüştü. Hocalı ve Maraga gibi katliamların yaşandığı savaşta binlerce insan hayatını kaybetti. 1991 yılında Ermeni nüfus tarafından Dağlık Karabağ özerk bölgesinde Artsah Cumhuriyeti adında bir devlet kuruldu. Bu devletin şu anda Ermenistan dâhil herhangi bir Birleşmiş Milletler üyesi devlet tarafından tanınmadığını belirtmek gerekir.

 

1994 yılına gelindiğinde Bişkek Protokolü imzalandı ve taraflar arasında ateşkes ilan edildi. Buna göre Dağlık Karabağ özerk bölgesinin bulunduğu alan ile bu alanı Ermenistan’a bağlayan koridor ile bir kısım Azerbaycan toprağı daha Ermeni işgalinde kalmaya devam etti. Bu toprakların Dağlık Karabağ bölgesinde olan kısımları günümüzde de facto olarak Artsah sınırları içerisindeyken diğer topraklar Ermeni kaynaklarca “güvenlik gerekçesi ile Ermeni kontrolünde bulunan topraklar” olarak tanımlanıyor. Azerbaycan ve uluslararası hukuk tüm bu toprakları Ermenistan işgali altında bulunan bölge olarak belirtiyor. Bu bağlantıdan harita üzerindeki anlatıma ulaşabilirsiniz.

 

Ermenistan 1994 sınırını korumacı bir politika sürdürse de Azerbaycan uzun süredir bu ateşkesin uzamasından ve işgalin sonlanmamasından duyduğu rahatsızlığı aktarmaktaydı. Son beş yılda Bakü başta olmak üzere birçok şehirde işgal karşıtı yürüyüşler ve eylemler sürdürülmekte, Azeri yöneticiler de aynı çizgide açıklamalar yapmaktaydı.

 

27 Eylül ve sonrası

1994’ten beri çeşitli olaylar ve çatışmalar olsa da 27 Eylül sabahı başlayan gerginlik muhtemelen 1994 sonrası gerginliklerin en ağırı ve en tehlikelisi olarak dikkat çekiyor. Azeri parlamentosu olağanüstü toplanarak savaş ilanı verdi, buna karşılık olarak Ermenistan’da sıkıyönetim ve seferberlik ilan edildi. Artsah yönetimi de sıkıyönetim ilan etti.

 

Rusya desteğine sahip Ermenistan ile Türkiye desteğini alan Azerbaycan yönetimleri bu iki ülkeyi kendi taraflarında sahaya çekmeye çalışıyor. Gün boyunca Türkiye’nin sıcak müdahalede bulunmaması yönünde Ermenistan tarafından çağrılar yapılırken, Ankara ciddi bir diplomatik trafiğin içerisine çekildi. Buna istinaden Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Türkiye’nin “sahada ve masada” Azerbaycan’ın yanında olduğunu belirtti. Türk yapımı insansız hava araçlarının ve diğer mühimmatların sıklıkla kullanıldığına dair videolar olsa da Türk ordusunun bizzat sıcak çatışmaya girmesi çok ciddi sonuçlar doğuracaktır.

 

LiveuaMap haritalarına göre Ermeni kontrolünde olan bölgelerin doğusunda üç ana noktadan gerçekleşen Azeri taarruzuna karşı direniş göstermeye çalışan Ermenistan, güneybatısındaki Nahçıvan üzerinden gelecek olası Türkiye takviyesinde karşı gelmekte zorlanacaktır. Ancak Türkiye’nin bölgeye girmesi Rusya’nın da bölgeye girmek suretiyle cevap vermesi anlamına gerilebilir. Özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimî üyelerinden bir destek alınmaksızın atılacak adım ciddi yaptırımlarla sonuçlanabilir. Buradaki hassas nokta Rusya’nın Ermenistan ile yaptığı askerî anlaşmalarda Ermenistan toprağına yapılacak müdahalelerde Rusya’nın korumasından bahsedilmesi ancak Rusya’nın Dağlık Karabağ’ı ve diğer Ermeni kontrolündeki ilgili bölgeleri Azerbaycan toprağı olarak tanımasıdır. Türkiye veya bir başka dış gücün doğrudan müdahalesi olmadığı hâlde Rusya’nın Ermeni işgali altında gördüğü bölgelere müdahale etmemesi de olasıdır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir