Neden İdam Cezası Gelmemeli

Gönül isterdi ki bu yazıyı daha önce yayımlayalım ama ülkemizin gayet hareketli gündemi ve cumhurbaşkanlığı seçimleri hakkında yazı yazınca, bu yazıyı daha sonra yayımlamak zorunda kaldık. Şimdi gündemden düşse de uzun zaman üzerinde düşündüğüm ve çok önem verdiğim bir konuyu atlamak istemedim. Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Erdoğan yaklaşık bir ay önce idam cezasının geri getirilmesine yeşil ışık yakan bir açıklamada bulundu ve eğer Meclis’te idam kararı geçerse, kendisinin de bu kararı onaylayacağını açıkladı.[1] Ben de bu yazımda her zaman ve her koşulda karşı olduğum idam cezasının neden gelmemesi gerektiğini, bunun Türkiye’nin zaten kötü olan insan hakları karnesini nasıl daha da zayıflatacağını ve idam cezasının Türkiye’de, hatta dünyada gerçekleşen suçları azaltmakta etkili olmayacağınından bahsedeceğim.

 

Türkiye’de idam cezasının uzun bir tarihi vardır aslında. Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluş senesi yani 1920’den 2000’li yıllara kadar tartışılan bir konudur idam cezası. 1984 yılından beri uygulanmasa da 1920-1984 yılları arasında 712 can almıştır. Bu idamların çoğu da Türkiye’nin demokrasi karnesinin düşük olduğu yıl aralıklarına, yani askerî darbe yıllarına denk gelmiştir. 1960 darbesinde Başbakan Adnan Menderes idam edilmiş, 1971 muhtırasında Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan gibi yurtsever devrimciler öldürülmüştür. Son askerî darbe, yani 12 Eylül 1980 darbesinde ise 50 kişi asılmıştır. 2000’li yıllarda AB üyeliği görüşmeleri ve bunun getirdiği demokratikleşme rüzgârıyla birlikte DSP-MHP-ANAP hükûmetinde idam cezasının kaldırılması tartışılmış, hatta Abdullah Öcalan’ın bile idam edilmemesi gündem olmuştu. 2002 seçimlerinde, iktidara emin adımlarla yürüyen Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde, Türkiye ilk olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “barış zamanı” idam cezasının kaldırılmasını gerektiren 6. protokolü 2003 yılında imzaladı, daha sonra ölüm cezasının “her koşulda kaldırılmasını” öngören 13. protokolü 2004 yılında imzaladı.[2] Dolayısıyla, Türkiye’de idam cezası tam anlamıyla tarih oldu.

 

Ancak giderek otoriterleşen AKP hükûmeti basın ve ifade özgürlüğü gibi temel insan hakları ilkelerini ihlal etmeye başladı. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin deyimiyle “ilkel ve iğrenç” suçların önlenmesi için idam cezasının tekrardan gelmesi 2-3 yıldır zaman zaman gündeme gelen bir konudur.[3] Ama unutulmaması gereken bir şey vardı ki bu “ilkel ve iğrenç” suçlar idam cezası ile engellenemez. Hele hele Türkiye gibi hukuki açıdan birçok eksikliği olan, yani kısacası hukuk devleti olmayan bir ülkede idam edilecek olanların bu suçları işleyen insanlar olmayacağı bellidir. Çünkü idam edilecek olanlar muhalif görüşlüler, iktidara ters düşenler, demokratlar ve insan hakları aktivistleri olacaktır.

 

50 yıl önce “Bağımsız Türkiye!” diye haykıranların idam edildiği ve şu anda son derece kötü bir demokrasi ve insan hakları karnesine sahip olan ve giderek otoriterleşen bir ülkede getirilmesi istenen idam cezasının siyasi rakiplerin ve muhalif görüşe sahip olanların aleyhine kullanılacağı aşikârdır. Kaldı ki, bu kişilerin idam edilmesi için sahte raporların ve delillerin hazırlanması çok zor bir şey değildir. İdam cezası telafisi olmayan bir cezadır, eğer bir kişi ölürse ama daha sonra suçsuz olduğu ortaya çıkarsa o kişiyi hayata geri getiremezsiniz. Mesela, Ergenekon veya Balyoz davalarında, hatta yakın tarihe gidersek 15 Temmuz darbe girişiminde tutuklanan fakat daha sonra serbest bırakılan generaller idam edilseydi, suçsuz olduğu ortaya çıkınca o kişiler tekrar hayata dönebilecekler miydi? Örneğin Ergenekon davalarında, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Ergenekon isimli bir terör örgütünün aslında olmadığı dolayısıyla “örgüt kurmak, yönetmek, üyelik, yardım ve yataklık” suçları dolayısıyla dava açılan 235 kişinin beraat etmesi istendi.[4] Bu davalar 7 yıl sürüldü ve beraat kararı 2019 yılında verildi. Eğer idam cezası olsaydı bu kişilerin suçsuz olduğu 7 yıl sonra açıklandığı zaman bu kişilerin idamı toplum tarafından nasıl karşılanacaktı?

 

Aslında kimin için kullanılacaksa kullanılsın veya hangi koşullarda getirilecekse getirilsin, idam cezası suçları caydıracak bir yapıya sahip değildir. Mesela İran’da bulunan bir insan hakları merkezinin yaptığı araştırmada ölüm cezasını kaldırdıktan sonra birçok ülkenin suç oranlarında bir artış tespit edilmediği saptandı.[5] Ayrıca Amerikan Kriminolojistler Derneğinin yaptığı bir diğer araştırmaya göre kriminolojistlerin yüzde 88’inin idam cezasının suçları azaltmadığı konusunda hemfikir olduğu gözlemlenmiştir.[6] Ayrıca, benim fikrime göre, bu suçları işleyen kişiler ağırlaştırılmış müebbet cezası alınca, ve gerçekten hayatını dört duvarın arasında sürdüreceğini anlayınca, bence idam edilen kişiden daha da çok acı çekecektir.

 

Son olarak şunu da belirtmek isterim ki idam cezasını geri getirmek Türkiye’nin Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler dâhil birçok uluslararası örgütle olan ilişkilerini daha da zedeleyecektir. Zaten tutarsız bir dış politikaya sahip olan Türkiye Cumhuriyeti’nin BM’nin kabul ettiği İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin üçüncü maddesi olan “yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır” ilkesini ihlal etmesi ve Avrupa Birliği’ne girmenin ön koşulu olan ve Türkiye’nin de imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 2003 tarihli 13. protokolünden geri çekilmesi anlamına gelir. Dolayısıyla, idam cezasının geri gelmesi, Türkiye’nin uluslararası toplulukdan izole olmasına ve AB ve BM gibi örgütlerin Türkiye’ye olası bir yaptırım kararı almasına neden olabilir.

 

Evet, Türkiye’de çocuklara, kadınlara, etnik azınlıklara ve yoksullara çok eziyet ediliyor, emek sömürüleri oluyor, mide bulandıran tecavüzler ve düşünmesi bile ürkütücü suçlar gerçekleşiyor. Ama bu suçları engellemek için idam doğru yol değildir, zaten Türkiye bir hukuk devleti olmadığı için idam cezası bu suçları işleyen kişilere verilmeyecektir ki bu suçların failleri birkaç duruşmadan sonra şartlı tahliye ediliyor. Adil bir yargıya sahip olan bir ülkede bile, idam cezasının olmaması gerekir çünkü telafisi yoktur ve caydırıcı değildir. Umarım Türkiye ve insan hakları ihlallerini sürdüren diğer ülkeler idam cezası getirerek büyük bir hata yapmazlar. İnsan hakları ile kalın!

 


 

Referanslar

[1] Site editörleri. (2020). “Erdoğan’dan AYM ve idam önerilerine destek”. Deutsche Welle Türkçe.

[2] Köse, T. (2018). “Türkiye’nin idam cezası tarihinde neler var?”. BBC Türkçe.

[3] Site editörleri. (2020). “MHP lideri Bahçeli ‘den idam cezası”. Deutsche Welle Türkçe.

[4] Site editörleri. (2019). “Ergenekon davasında tüm sanıklara örgüt üyeliğinden beraat”. Sputnik Türkçe.

[5] Site editörleri. (2019). “Study: International Data Shows Declining Murder Rates After Abolition of Death Penalty”. Death Penalty Information Center.

[6] Site editörleri. (2015). “Fact check: No proof that the death penalty prevents crime”. Fact Check.

 

Fotoğraf: Servicelinket, Pixabay.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir