Bırakalım Zaman Aksın

Doğum günü sabahıma uyanacağım ve bu sayının çıkacağı pazartesi sabahıyla ekonomik olarak oldukça kara bir gün Türkiye ve Kuzey Kıbrıs için başlamış olacak. COVID-19 salgınıyla giderek daralan ekonomi, her iki ülkede de olabildiğince kötü yönetildiğinden bir çıkış görmek maalesef çok zor.

 

Bu hâl ve şartlar altında keyiflenmek aslında aslında erişilmez bir mastar bu günlerde. Tabii bu hâl ve şartlardan bizatihi haberdar olan kendim ve hâletiruhiyem için kabullenmesi ister istemez zor olan bir diğer konu da salgın şartlarının daha iyiye gitmemesi, aşıların yapılmaması ve vaka sayısının azalmaması.

 

Tüm bu etkenler aslında bir seneyi biraz aşkın bir süredir hayatımızda. Hayatlarımızın (şimdilik) bir yılının hiç de hak etmediği gibi geçmesine neden olan bu durum, sağlık açısından bir nebze olsun iyiye doğru gidecek olsa da etkilerini uzun süre üzerimizde hissettirecek.

 

Tabii benim açımdan yirmi üçüncü bölüm sonlanırken aslında kitabın bu noktaya kadarki muhtemelen en sıkıcı bölümü de geride kalmış oluyor. Kutlamasız bir diploma ve sınavsız bir staj deneyimi ile geçen esnasında ister istemez konulan birçok diğer hedefin başarılamadığını görmek zor değildir.

 

Tabii bu demek değildir ki bu yıl içerisinde bazı tohumlar ekmeye devam edilmemiştir. Bir kısmı bir gün muhakkak yeşerecek onca yeni tohumlar toprağa serpilmiş, yeşermeleri beklenmektedir. Uyanacağımız gün ne kadar kara olursa olsun, içerisinden bir çıkış görmek de ne kadar zor olursa olsun, orada bir yerlerde bir çıkış olduğunu bilmek bile içerisinde çok şey barındırır. Varsın o çıkışı henüz görmeyelim, bilmeyelim, duymayalım. İstekliliğimiz devam ettiği sürece, bir şeyleri başarmaya yönelik inancımız var olduğu sürece bir şeyleri değiştirmek her daim mümkün olacaktır. Bir sene daha artan tecrübem ile inancım bu yöndedir.

 

Yirminci yaşımı bitirip yirmi bir olurken çok sevdiğim yirminci yaşım geride kalacak diye buruktum. Yirmi bir bitip yirmi iki başlarken de heyecanlı. Yirmi iki bitip yirmi üçe adım atarken ise mutluyum. En azından bu yılı da geride bıraktığımız ve daha zorlarına bir nebze olsun hazır olduğumuz için. Bırakalım zaman aksın. Akıp da yolunu bulsun. Küçük yalnız şarkıcılar köşelerinde kalplerini onarsın. Biz de uyuyalım artık…

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir