Neden Göç Edelim ki?

Uzun zamandır aklıma takılan ve gerçekten ciddi ciddi düşündüğüm bir mesele oldu bu konu. “Ülkeden gitmek istiyorum.” dedim ve gerçekten oturup ciddi ciddi araştırmalar yaptım. Danimarka, Belçika, Kanada gibi ülkeler kafamda oturmaya başlamıştı artık. Sonra dedim ki kendi ülkemizi neden gitmek istediğimiz ülkeler gibi yapmıyoruz. Düşünmeye başladım ve gitmek istememin veya istememizin sebeplerini buldum kendimce.

 

Ülkede huzurlu olan kişilerin sayısının oldukça az olduğunu düşünüyorum. Belki mutludurlar ama o iç huzurunu bulduklarını zannetmiyorum. Başlıca sebeplerin değer görmeyişimiz, adaletin kesinlikle olmayışı, güvenliğimizin olmayışı, eğitim konusundaki sıkıntılar, kentleşme konularındaki başarısızlıklar, toplumsal refahın ve birliğin olmayışı, toplumsal ve siyasi baskı, kötü yönetim gibi sebepler olduğunu düşünmekteyim.

 

Neden eğitim almak için başka ülkeye gideyim ki? Bir düşünüyorum da çevremde gerçekten çok sayıda insan üniversite eğitimini yabancı ülkede alıyor. Çünkü eğitimin daha kaliteli olduğunu ve alanında gerçekten iyi eğitim alacağını düşünüyor. Burada o eğitimi alamaz mıydı? Alırdı elbette ama ne kadar iyi alırdı veya kendi alanında ne kadar uzman olabilirdi bilmiyorum.

 

Ülkemizin yerinde saydığını düşünüyorum. Çoğu kent sürekli üstüne koyarak ilerliyor ve hep daha iyisini yapıyor. İş çıkışı veya okul çıkışı gidip hava alabileceğin ve biraz kafa dağıtabileceğin ufacık bir rekreasyon alanımız bile yok. Sürekli gri ve soğuk olan kentlerimizde huzurlu olmanızı zaten bekleyemiyorum. Gerçekten düşünülmüş ve usulüne göre yapılmış bir yaya yolumuz veya bisiklet yolumuz yok, hâlbuki bunlar olağan ve olması gereken şeyler. Toplu taşımamız bitik durumda. Eski ve kullanışsız otobüsler, önemsenmeyen duraklar, toplu taşıma saatlerinin belirsiz oluşu, araç çeşitliliğinin azlığı gibi sebepler hem çevremize zarar veriyor hem de trafiğin acayip şekilde fazla olmasına neden oluyor. Evden çıkarken otobüsün tam 5 dakika sonra geleceğini bilerek çıkmak bile ufacık da olsa insanı mutlu ediyor.

 

Bu tarz sıkıntıların ben genel olarak eğitimsizlikten ve bencilliğimizden kaynaklandığını düşünüyorum. Toplum olarak üretemiyoruz, gelişemiyoruz çünkü bunun üzerine düzgün eğitim alamıyoruz. Sadece bu tarz eğitim bile değil, sosyal yaşantımızı etkileyecek birçok eğitim var. Çevre eğitimi, kültürel eğitim, teknoloji eğitimi vs. gibi eğitimler konusunda çok eksiğiz. Bu sebeple çoğu insanımızın bakış açısı çok dar ve çoğu insanımız kalifiye değil.

 

Bir şehir plancısı olarak mesleğimin ilk zamanları olduğu için çok fazla tecrübem olmasa da bu kısa sürede birçok sıkıntı gözlemleme fırsatım oldu. İmar planı hazırlanırken yasa gereği ve mesleğimiz gereği halkın katılımı aşaması olur. Bu aşama sırasında sivil toplum örgütleri, siyasiler, bölge halkı, birlikler ve birçok kurum bu aşamaya katılıp görüş bildirirler. Görüş bildirenler arasında elbette ki bölgesini düşünen, ülkesini düşünen insanlar var fakat çoğunluk kendini düşünenlerden oluşuyor. Az önce bahsettiğim bencillik tam da bu noktada başlıyor. Gerçekten kendi arazisinin değerinden önce ülkesini, devletini, bölgesini düşünen insan sayısı oldukça nadir. Dolayısıyla plan hazırlanırken de özellikle çevre, kültür ve doğal yaşama dikkat etmek kaydıyla çoğu görüş değerlendiriliyor. Planı, “yaptım oldu” mantığıyla yaptığımızı düşünen insanlar görmekteyim. Bu süreçte o kadar yıpratılıyor ve sanki uzmanı biz değilmişçesine eleştirilere maruz kalıyoruz ki dışardan bakıldığında “yaptım oldu” mantığı işliyormuş gibi görünüyor. Fazla uzattım sanırım. Yani gördüğümüz gibi yalnızca bu meslekte de değil, çoğu meslekte insanlar bizim ülkemizde bu muameleye maruz kalıyor. Ne insana ne de mesleğe saygılı olunduğunu düşünmüyorum.

 

Kesinlikle biz ve bizden sonraki neslin gerçekten bu konularda bilinçli ve girişimci olduğunu görüyorum. Bu mecrayı bile oluşturmak, burada yazılar paylaşmak ve insanların bilinçlenmesini sağlamak oldukça başarılı bir adımdır.

 

Daha yazacak o kadar detaylı ve fazla şey var ki buraya sığdıramayacağımı düşünüyorum.

 

Yazıyı bitirirken tekrar söylemek istiyorum. Neden bu ve bunun gibi sebeplerden dolayı göç edelim ki? Neden ülkemizi daha iyi bir yer hâline getirmeyelim?

 

Benim hala umudum var, bizden ve bizden sonraki gelecek nesillerden…

 

Mustafa’nın (Özbilgehan) da her zaman söylediği gibi:

GELECEK, GELECEK!

 

Sevgiyle kalın.

 


 

Kapak Fotoğrafı: Hilde Granås Kjøstvedt.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir