Akondroplazi Hakkında

Akondroplazi kondisyonunu anlamanız için size “Çaylarrr!” diye sahnelere giriş yapan Çaycı Hüseyin rolündeki Alparslan Özmol’u veya Game of Thrones dizisinde Tyrion Lannister’ı canlandıran Peter Dinklage’ı örnek gösterebilirim. Akondroplazi her ne kadar çok rastlanmayan bir kondisyon olsa da en yaygın doku ve organ büyümesi bozukluğu (displazi) olarak nitelendirilir. Bu hastalık kromozom 4’ün kısa kolunda yer alan FGFR3 mutasyonundan ötürü kıkırdakların oluşamamasıyla meydana gelir. Bu nedenle kısa uzuvlara sahip olarak halk arasında pek de uygun görmediğim şekilde “cüce” diye hitap edilirler. Kıkırdakların oluşması için gerekli olan kemikleşme dediğimiz olay iki farklı şekilde gerçekleşir. Bunlardan biri intramembranöz kemikleşme olurken bir diğeri ise endokondral kemiklenmedir. FGFR3 mutasyonu ise sadece endokondral kemiklenmeyi engeller, bu nedenle intramembranöz kemikleşme ile oluşan kafatası kemiği etkilenmemektedir.

 

Aslında bu kondisyon her ne kadar size ailenizde olmadığı için uzak gelse de klinikte rastlanan vakaların %80’i de novo mutasyondan ötürüdür. Bir diğer deyişle ailede bulunmamasına rağmen genetik yapıda yeni oluşan bir mutasyondur. Genetik olarak aktarımı da otozomal dominant bir şekilde gerçekleşir. FGFR3 mutasyonuna sahip olan biri ile sahip olmayan biri çiftleşmeye karar verirlerse ortaya çıkacak olan bebek %50 FGFR3 mutasyonunu taşıyacak, %50 taşımayacaktır. Fakat iki akondroplastik bireyin çiftleşmesinden ötürü doğacak çocuk sadece %25 “sağlıklı” olabilir.

 

Peki neden vakaların %80’i kalıtımla değil de de novo mutasyonlarla oluyor?

 

Bilim dünyası bu soruya hâlâ detaylı bir cevap bulamasa da elimizde bir adet cevap bulunmakta. Babanın 35 yaş ve üstü olması bulunan tek faktör. Annenin yaşı otizm gibi kromozomsal bozuklukların oluşum riskini artırırken bu konuda herhangi bir etken olarak değerlendirilmemekte. 2021 dünyasında 20’li yaşlar çocuk yapmak için erken bir yaş olsa da hem yumurta hem de sperm kalitesinin maksimum düzeyde olabilmesi adına “erken yaşta” yaşanan hamileliklerde daha sağlıklı bebekler elde edilebiliyor. Zaman içinde daha fazla radyasyona maruz kalan spermlerin ve yumurtaların mutasyonlara daha elverişli olması bir gerçek.

 

Akondroplasti her ne kadar dışarıdan “sadece kısa boyluluk” olarak gözükse de bireyin yaşam kalitesini oldukça düşüren bir hastalıktır. Bunun sebebi ise akondroplastiden ötürü birçok hastalığa aynı anda sahip olabilmelerinden kaynaklanır. Hiposefali (beyinde su toplanması), foramen magnum daralması, duyu kaybı, kamburluk, lumbar kanal daralması (bel fıtığı) bu hastalıklardan sadece birkaçıdır. Hepsi için farklı tedaviler gerekmektedir.

 

Yıllardır birçok ilaç tedavisi hastalar üzerinde denense de ciddi bir şekilde sonuç gösterebilen tek ilaç Eylül 2020’de 3. faz sonuçları yayımlanan vosoritide adlı ilaçtır. Vosoritide adlı bu ilaç eğer fazlarını tamamlayıp etkili bir şekilde hastalığı iyileştirmeyi başarırsa sadece akondroplazi hastalığını tedavi etmez, birçok hastalığın oluşumu da engellenmiş olur.

 

Akondroplastiden kısaca bahsettiğim bu yazımda ilgiyi bu hastalığa sahip olan insanlarla empati kurabilmeye çekmek isterim. Maalesef bilinçsizce alay konusu edilen bu insanlar hâlihazırda birçok sağlık sorunu ile savaş verirken mental sağlıkları neredeyse toplum tarafından hiçe sayılmaktadır. Hiçbir şey göründüğü kadar basit ve sorunsuz değildir.

 


 

Kaynakça

Rousseau, F., Bonaventure, J., Legeai-Mallet, L., Pelet, A., Rozet, J. M., Maroteaux, P., … & Munnich, A. (1994). Mutations in the gene encoding fibroblast growth factor receptor-3 in achondroplasia. Nature371(6494), 252-254. https://doi.org/10.1038/371252a0 .

Shiang, R., Thompson, L. M., Zhu, Y. Z., Church, D. M., Fielder, T. J., Bocian, M., … & Wasmuth, J. J. (1994). Mutations in the transmembrane domain of FGFR3 cause the most common genetic form of dwarfism, achondroplasia. Cell78(2), 335-342. https://doi.org/10.1016/0092-8674(94)90302-6 .

Stoll, C., Dott, B., Roth, M. P., & Alembik, Y. (1989). Birth prevalence rates of skeletal dysplasias. Clinical genetics35(2), 88-92. https://doi.org/10.1111/j.1399-0004.1989.tb02912.x .

Trotter, T. L., & Hall, J. G. (2005). Health supervision for children with achondroplasia. American Academy of Pediatrics116(3), 771-783. https://doi.org/10.1542/peds.2005-1440 .

Ornitz, D. M., & Marie, P. J. (2002). FGF signaling pathways in endochondral and intramembranous bone development and human genetic disease. Genes & development16(12), 1446-1465. https://doi.org/10.1101/gad.990702.

Savarirayan, R., Tofts, L., Irving, M., Wilcox, W., Bacino, C. A., Hoover-Fong, J., … & Day, J. (2020). Once-daily, subcutaneous vosoritide therapy in children with achondroplasia: a randomised, double-blind, phase 3, placebo-controlled, multicentre trial. The Lancet396(10252), 684-692. https://doi.org/10.1016/S0140-6736(20)31541-5.

 

Fotoğraf: Wonyoung Lee, Pixabay.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir