Biyolojik saat, sirkadiyen ritim diye de bilinir. İnsan vücudundaki hormonların ne zaman salgılanacağı, çevresel değişikliklere vücudumuzun nasıl tepki vereceği gibi metabolik işlemleri düzenler.[1] Tüm bunlar, beyinde bir tür “pacemaker” olduğu inanışına dayanıyor. Ruh hâlimiz, uyku düzenimiz, metabolizmamız ve vücut ısımız bu saate bağlıdır. Beynimizdeki mekanik bir saat karar vermemizi ve davranışlarımızı etkiliyor.
Biyolojik saatimizin doğru çalışması çok önemlidir, bu yüzden gece ve gündüz kavramlarımız şaşınca dengemiz bozulur, hasta olabiliriz. Biyolojik saatimiz genellikle uyku hormonu olan “melatonin”e bağlıdır. Mesela uyanır uyanmaz güneşi, gün aydınlığını gördüğümüzde uyku hormonu olan melatonin hormonu salgılanması bu saat tarafından durdurulur ve uyanmaya başlarız.[2] Bu yüzdendir ki gün aymadan doğan insanların bağışıklık sistemleri daha güçsüz olur.
Biyolojik saatin bozulmasında jet lag, gece çalışmak ve mevsimsel duygudurum bozukluğu -güneş görmemekten kaynaklanabilen bir bozukluk- gibi etkenler büyük rol oynar. Bu tarz olaylar insan vücudunda salgılanan melatonin ve serotonin moleküllerinin baskılanmasına ve stres hormonlarının artışına sebep olur. Hormonal dengesizlikler de insanları yorgun ve hâlsiz kılar. Dolayısıyla, biyolojik saati bozulmuş çoğu insan depresyona girmeye meyilli olur.
Güneş, biyolojik saatimizin düzenli çalışmasında ve üzerimizdeki negatif etkilerin azalmasında büyük bir etken oynuyor. Hatta insan 10 günden fazla güneş görmezse depresif bir moda giriyormuş. Üstüne üstlük eski zamanlarda depresyonda ki insanları tedavide ilaç yerine güneş kullanılıyormuş.[3]
Güneş doğmadan uyanmayı deneyin. İşe gitmek, okula gitmek için. Yani, güne gün doğmadan başlayın ve bu insan psikolojisini nasıl etkiliyor görün. O gün daha yorgun, daha uykulu ya da mutsuz olabilirsiniz ve bunu her gün yaparsanız depresyona girebilirsiniz. Güneş enerjisi D vitamini olarak biliniyor. D vitamini vücudumuzun, derimizin, güneş enerjisine maruz kaldığında elde ettiği vitamindi.[4] D vitamini kemiklerimizi güçlendirir ve yorgunluğumuzu giderebilir. Hatta antibiyotik icadından önce ilaç olarak güneşlenmek ve güneş enerjisinden yararlanmak yaygınmış.[5] Güneş enerjisine maruz kalındığında biyolojik saatimiz yeniden başlatılabiliyor ve bu sayede uyku düzenimiz sağlıklı bir hâl alabiliyor.
Biyolojik saatimizin düzende olması için kalktığımızda odamıza ışık girdiğinden emin olmalıyız. Yani, beynimizin sabah olduğunu anlaması gerekiyor. Aynı zamanda geceleri ışıkları kapatmak ya da loş ışığa geçme melatonin salgılanmasına yardımcı olup uykumuzu getiriyor ve biyolojik saatimiz düzenli çalışıyor.
Biyolojik saatimiz psikolojimizi etkileyen bir unsur. Dolayısıyla, hayatımızı ve bu saati düzende tutmanın yolu güneşten geçiyor. Güneş enerjisi çoğu ilaçtan, antidepresandan ya da hormon düzenleyiciden ucuz. Daha doğrusu bedava kullanalım derim.
“Güneş parlarken her şeyi yapabilirim; hiçbir dağ çok yüksek değil, üstesinden gelmek zor değil.”
-Wilma Rudolph
Kaynakça
[1] Sharma VK (November 2003). “Adaptive significance of circadian clocks”. Chronobiology International. 20 (6): 901–19. doi:1081/CBI-120026099. PMID14680135.
[2] (2019). Vücudumuz İçin Oldukça Önemli Olan Biyolojik Saat Hakkında 16 Önemli Bilgi. [online] URL: https://listelist.com/biyolojik-saat-hakkinda/ [2 Mart 2019 tarihinde erişildi].
[3] Addiction Treatment | Elements | Drug Rehab Treatment Centers. (2019). Lack of Sunlight Linked to Depression. [online] URL: https://www.elementsbehavioralhealth.com/mood-disorders/lack-of-sunlight-linked-to-depression/ [2 Mart 2019 tarihinde erişildi].
[4] (2019). Vitamin D Deficiency: Symptoms, Causes, and Health Risks. [online] URL: https://www.webmd.com/diet/guide/vitamin-d-deficiency#1 [2 Mart 2019 tarihinde erişildi].
[5] Psychology Today. (2019). Sunlight Is the Best Medicine. [online] URL: https://www.psychologytoday.com/intl/blog/chronotherapy/201712/sunlight-is-the-best-medicine [2 Mart 2019 tarihinde erişildi].
Fotoğraf için tıklayınız.