Mart ayının ortalarında KIB-TEK kamuoyuna 3’lü tarife diye bir uygulama duyurdu. Vatandaş da “Nedir bu 3’lü tarife? Faydalı bir sistem mi?” gibi sorularla düşünürken ve vatandaşa düşünme ve anlama süresi olarak yarım aydan daha az bir süre verilmişken nisan ayına geldik ve 1 Nisan itibarıyla tarife başladı.
Peki KIB-TEK vatandaşa yeterli bilgi aktarımı yaptı mı? Vatandaşa 3’lü tarifenin aslında 3’lü zamlı tarife olduğunu söyledi mi?
Bu iş sosyal medyada reklam filmleriyle ve reklam panolarına resim asmakla halledilebilecek bir olay değildi. En azından yarım aylık bir sürede mümkün değildi. Bu olaylardan sonra halk artık haklı olarak “KIB-TEK şeffaf mı? Biz KIB-TEK’e nasıl güveneceğiz?” gibi sorular sormaya başladı.
Öncelikle zamsız 3’lü tarifenin yapısından bahsedeceğiz daha sonra da KIB-TEK’in yapısına değiniriz. 3’lü tarife sistemi dünyamızda çoğu Avrupa ülkesinde, Türkiye’de ve Güney Kıbrıs’ta kullanılan bir tarifedir. Peki nedir bu 3’lü tarife? 3’lü tarife elektrik talebinin yoğunluğuna göre belirlenmiş saat dilimlerinden oluşur. Bu saat dilimleri sabittir. Tarifenin işleyişi şöyledir: Elektrik talebinin en yoğun olduğu saatlerde en yüksek tarifeden elektrik kullanılırken diğer saatler daha uygun fiyatlarla elektrik kullanılır. Adından da anlaşıldığı üzere günü 3 zaman dilimine bölmüştür. Saat aralıklarındaki elektrik tüketimi ayrı ayrı ölçülür ve o zaman dilimi üzerinden faturalanır.
Ülkemizde ise KIB-TEK bu aralıkları açıklamış ve ne yazık ki birim fiyatlarını zamlı bir şekilde süslemiş ve halka bunu söyleme nezaketinde bulunmamış… 3’lü tarife zamsız şekliyle kötü bir sistem değildi ama halka bu tarifeyi ballandıra ballandıra değil de “zamlandıra zamlandıra” gösterildiği için halk zam ile birlikte 3’lü tarifeye de tepki göstermiştir. Halkın bir kısmı “Bağlayın bizi Türkiye’ye!” gibi ezbere cümleler söylese de bu uluslararası hukuk açısından KKTC’nin durumundan dolayı sıkıntılı bir durumdur. Şu anki durumda Türkiye KKTC’ye kablo çekse bile, önce AB’ye ceza ödemesi gerekmektedir. Daha sonra bu cezayı faturalara yansıtır, biz de hem faturaları hem de kablo maliyetini öderiz! Bugünkü faturadan ne kadar farklı olacağını siz düşünün…
Evet kabloyla elektrik güzel bir olay, AB ülkeleri arasında var olan bir sistem; ama her AB ülkesinin kendi elektriğini ürettiği ve yedek güç olarak elinde bulundurduğu bir yapı vardır. Peki KIB-TEK’in Aksa şirketi sözleşmesi bitmesinin ardından şirket adadan ayrılınca, KIB-TEK kendi kendine ülkemize yedek güç sağlayacak durumda mı? Böyle bir teknolojik donanıma sahip mi? Bu sorular geliyor aklıma, ancak aslında yanıtları açıktır: KIB-TEK şu anda teknolojik donanım, kullanılan yakıt, çevreye verdiği zarar ve santraller bağlamında dünyadan çok geri kalmış durumdadır; ancak bu konuda gözle görünür adımlar atılmamaktadır. Hiç kimse Aksa gittikten sonra bu ülkede ne yapacağız diye sormuyor, sorgulamıyor mu?
Kapak fotoğrafı için tıklayınız.