Siz Sanki Çok Şeysiniz!

Hemen hemen hepimiz aynı çizgi filmler, programlar, oyuncaklar ve oyunlarla büyüdük. Sanki hepimize aynı suni hafıza ya da kişilik çipi takılmış gibi. Hepimizin belli başlı hedefleri, korkuları, sevinçleri aynı ve bu duruma “normal” deniyor.

 

Normal, “aşırılğı, eksikliği ve taşkınlığı olmama, ortalama durum” demek.[1] Yani “normal” olma durumu çoğunluğun gözüne batmama olarak da düşünülebilir bence. Aslında “normal” kavramı insanın bakış açısına göre değişiyor. Bana göre normal olan başkası için anormal ya da garip olabilir.

 

Basmakalıp gibi aynı kişilerin var olacağı gelecek, bence parlak olamaz ve değil. Bu gidişle çok yakında hepimiz aynı şeyleri düşünecek, yapacak ve senkronize bir şekilde hareket edeceğiz. Aynı korku filmlerinde olduğu gibi. Uyum içinde. Birleşmiş ve kati. Karıncalar gibi hepimiz aynı şeyi yapacağız. Koyun sürüsü gibi.

 

Koyun sürüsü içinde hep aynı hareketleri yapanlar ve yaşayanlar olduğunu düşünelim. Herhangi bir koyun sizde iz bırakır mı? Kendini hatırlatır mı? Hayır, hiç sanmıyorum. Sıradan olmayan, değişik olan her zaman kendisini hatırlatır. Dünyanın otantikliğe, gerçekliğe ihtiyacı var, “normallere” değil!

 

Bence “normal” diye adlandırılan durum monoton ve sıkıcı. Derler ya hani “Dünya akıllıya hasret kaldı.” bence bu yalan. Bence dünya deliye hasret kaldı. Bence insanların o “normal” kalıbına girme çabası ve o kalıba sokulmaları çok yanlış. Gerçek kişilikleri, yetenekleri ve hayatları gizleniyor.

 

Hatta bazen “garip” davranıp eğlendiğimizde, kendimiz olduğumuzda kısacası, şu soru soruluyor: “Ma içgilisin?”

 

Hayır bazılarımız kafadan çatlak, anormal veya garip olabiliyor ve bunu gizlemeden hayatını yaşıyor. Sırf eğlenmek için bir kimyasala ihtiyacımız yok. Ben çoğu insan tarafından “garip” ya da “değişik” diye adlandırılanlar sınıfındayım, tabii öyle bir sınıf varsa. Bunu iyi ya da kötü bir yorum şeklinde söylemek mümkün ama ben hiçbir zaman sıradan olmak istemedim, bu yüzden yapıcı eleştiri olarak algılayıp, teşekkür ediyorum.

 

Değişik ya da garip biri olmak bana her zaman daha cazip gelmiştir, şanslıyım ki kafa yapım aynen o yönde. Mesela yalnızlığı seven birisiyim ve tek başıma bir yerlere gidiyorum ya da mesela mühendisim ve iş hayatımda da okul hayatımda da hep azınlık kısımda oldum, çoğu insanın aksine fazla fenomen yerlerde ve kalabalıkta olmaktansa sessizlikte kitap okumayı tercih ediyorum. Hiç pozitifi gören biri olmadım hatta pesimist denilebilecek kadar bardağın boş tarafını görüyorum. Fazla farkındalığı olan bir insanım beynim susmuyor.

 

Bence değişik ya da garip diye adlandırılan ekip daha eğlenceli ve yaratıcı. Kalıbın dışına bakıyorlar bir kere. Ve deneyimlemek için hep açlar. Yeni bilgiye, değişik ya da absürt bir duruma hep açız. Çünkü bilmemek değil öğrenmemek ayıp. Hele ki elimizde öyle şanslar varsa. Düşünün ki bir arkadaşınız sırt çantasını aldı ve Hindistan’a gitti, halk diliyle “ermeye.” Bir başkası gidip paraşütle uçaktan atladı. Yani delilik diye adlandırılan ve değişik olan etkinlikler. “Vay be ne değişik ne güzel.” deriz ama basmakalıp koyun hayatımızdan çıkıp biz yapmayız bunu. Bunlar belki uç örnekler ama emin olduğum tek bir şey var o da en güzel anıların garip ya da değişik etkinliklerden elde edilebildiği. En kötü ihtimalle tecrübe olur.

 

İlla ki birilerine fazla geliriz, geleceğiz de, o zaman da bize “‘normal’ davran,” “değişiksin,” “garipsin” diyeceklerdir. Çoğunluğun kabul ettiği şeyleri kabul etmeyip yapmadığımız yanlış olmuyor, kendimiz oluyoruz. Belki fazla konuşkan, fazla asabi, fazla saf, fazla iyi niyetli, fazla köşeleri olan biri olabiliriz, fazlalıklarımız da olabilir. Bizden köşelerimizi törpüleyip “normal” olmamız, garipliklerimizden vazgeçmemiz istenebilir, beklenebilir. Ancak unutmamak gerekir ki köşelerimizi her törpüleyişimizde bizi biz yapan “değişikliklerimiz” bizden kopar ve koyun sürüsüne katılırız.

 

Her yaratıcı yeni buluş, gerek sanat camiasında gerek bilim, garip ve değişiktir. Çünkü bu buluşlar mevcut olan paradigmanın ötesinde bir çözüm sunar ve yeni bir düşünce tarzı gerektirir. İnovasyon statükoyla olmaz. İnovasyon, statükoya tuhaf fikirlerle meydan okunduğunda olur.

 

Daha garip, değişik ve deli olduğumuz günlere! Olağan dışılık bu günlerde en çok ihtiyacımız olan şey.

 


Referanslar

[1] Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe Sözlük; Erişim: 18 Ağustos 2019

 

Fotoğraf için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir