Yurduma…

Topraklı yollarında yürümeme izin ver…

Ama sen şimdi sorarsın hangi toprak diye…

Ben yine de izin ver derim…

Son bir kez her yeri köşe bucak gezmeme izin ver…

İkimiz de birbirimizi kaybetmeden…

Söz veriyorum diğerleri gibi üstünden geçip gitmeyeceğim…

Sana değerli anılarımı, çocukluğumu, en önemlisi de sevgimi ve ruhumu bırakıp gideceğim…

Bu topraklı yollara sadece çiçekler ve ağaçlar dikeceğim…

Arkamda bırakacağım ayak izleri kaybolup gitsin diye…

Acılarına acı katmamak için…

Biraz olsun seni yalnız bırakmak için…

 

***

 

Güzel dağların tekrar yeşerse…

Kimse onları ikiye ayırıp yollar yapmasa…

O yolları gören kuşlar uzaklara uçup seni terk etmese…

Terk edenler onlar olsa…

 

***

 

Sahile indiğimde ne olur kızma…

Senden daha güzelini görmedim diyedir…

Oraya indiğimde sadece derinliklere bakakalacağım…

Diğerleri gibi senden çalmayacağım, kendimden bir parça bırakıp gideceğim…

Belki bir de sularında yıkanırım ama daha fazlasını istemem…

Çünkü sen bize küstün artık…

Küsmekte de çok haklısın…

 

***

 

Başım eğik geziyorum bu topraklı yolları…

Ne ben seni tanıyorum ne sen beni…

Birbirimize çok yabancıyız ama yine de severiz birbirimizi…

Topraklı yol dediğime bakma…

Toprak artık hayalimizde kalan küçük bir resim…

 

***

 

Umutların en büyüğünü taşırdık…

Sen bıkmadan usanmadan bizi bekledin…

Belki de içinden bilirdin, bir gün hepsi beni terk edecek diye…

Belki de çoktan kül rengi tabutunda yerini aldın…

Ama umuyorsun ki bir gün gelip seni o tabuttan çıkaracağız…

Keşke sözler yeterli olsa, keşke o küçük kalbin kırılmasa…

 

Gel ben seni kalbime sen de beni kalbine göm…

Her zaman birbirimizi sevme sözüyle bitirelim bu mısraları…

 

Canım Kıbrıs’ıma…

 


 

Fotoğraf için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir