7. Kıta

Sorun

Plastiğin dünyamızda bir sorun olduğunu çoğu kez duymuşuzdur. Fakat asıl soru şu: Plastik atıklar dünyamızda ne kadar büyük bir sorun?

 

Bunun cevabını hep merak etmiş olan bilim adamları 1970’lerden beri küçük bir ağla Pasifik Okyanusunun içinden geçirerek bir arayışa geçiyorlar. Fakat sadece küçük bir ağın ortaya koyduğu veriyi sizce okyanusun bütününe uygulayabilir miyiz? Sanmıyorum. Taranan alanın küçüklüğü kadar aslında küçük bir ağla ne kadar büyüklükte ve çoklukta plastik yakalanabileceği de bu araştırmalara güvenimizi azaltacak sebeplerden bir tanesi.

 

Tıpkı bende, bizde bir güvensizlik uyandırdığı gibi 2013 yılında Hollanda’da 18 yaşındaki Boyan Slat tarafından kurulan The Ocean Cleanup kurumunda da bir güvensizlik uyandırıyor ve yeni bir araştırma için hazırlıklar başlıyor.

 

2015 yılında The Ocean Cleanup yaklaşık olarak 30 tekneye bağlı bir sürü küçük ağ ve iki tane koca trolle aynı anda aynı istikamette ilerliyorlar. Bu araştırmanın tamamlanması tamı tamına 2 sene sürüyor. Hatta tam olarak sonuçların kamuoyuna duyurulması Mayıs 2018’de gerçekleşiyor. Bu iki sene içinde çıkan 1,8 trilyon plastik parçası elle teker teker sayılıp, boyutuna ve türüne göre sınıflandırılıyor.

 

Bu araştırmaya Büyük Sefer (Mega Expedition) adı veriliyor. Veriler her ne kadar işe yarayacak olsa da Büyük Sefer’in yapıldığı alanın yirmi katı büyüklüğünde bir alana yapılmadığı takdirde yine araştırmanın güvenilirliği sorgulanır hâlde olduğundan, yeni projeyle birlikte askerî bir uçak alınıp yüksek teknoloji bir araştırma aracı hâline getirildi. Bu araçta bulunan ileri teknoloji sensörler sayesinde plastik atıkların kütlelerine kadar hesaplanıp ağırlıkları bulundu.

 

Bu araştırmaya göre 1,6 milyon km2 büyüklüğünde bir plastik atık yığını tespit edildi. Yani aslında bu, Fransa yüz ölçümünün üç katı, Türkiye yüz ölçümünün beş katı büyüklüğünde bir alandan bahsediliyor. Bir kıta oluşturabilecek bir alandan. Tam da bu nedenden dolayı, Büyük Pasifik Çöp Yığını denilen alana bir diğer adıyla 7. Kıta diye de hitap ediliyor.

 

En başta sorduğum sorunun cevabını bu verilere göre verecek olursam, plastikler dünyamıza bir kıta olabilecek kadar büyük bir sorun.

 

Şekil 1a. 7.Kıta’nın boyutu.

 

Şekil 1b. The Great Pacific Garbage Patch, Explained

 

 

Çözüm

Sorunu tanımlayan The Ocean Cleanup çözüm için hemen işe koyuldu ve yeni bir planla karşımıza geldi. Planına göre, 600 metre uzunluğunda ve 3 metre derinliğinde, suyun yüzeyinde bulunan kısmı mega plastikleri toplarken suyun altında kalan kısmı ise daha küçük partikülleri toplayacak bir atık toplama aracı yapılacak ve en etkili şekilde denizde bulunan plastikler sisteme hapsedildikten sonra bir gemiye bindirilecekti.

 

Küçük fakat önemli detaylara da değinecek olursam, aracın dizaynı deniz canlılarını hapsetmeyecek şekilde tasarlanmış ve aracı yaparken okyanusun 3 kuvvetinden, yani rüzgâr, dalgalar ve akıntılardan yararlanılmıştı.

 Sistem 001: Wilson

 

 

Şekil 2. System 001 – First Mission

Wilson, Eylül 2018’de yola çıkan ilk atık toplama aracıdır. İlk başta 1 sene denizde kalması beklenen Wilson karşılaşılan sorunlar sonucu 17 Ocak 2019’da Havai’ye geri dönüşünü gerçekleştirdi. Bu 4 aylık süreçte çıkan ilk sorun yukarıda görülen U şeklindeki sisteme hapsolması gereken atıkların sistem tarafından toplandığı fakat hapsedilememiş olmasıydı.

 

İkinci bir sıkıntıysa sistemin 18 metrelik kısmının temizleme sisteminin diğer kısmından kopmuş olmasıdır. Bunun üzerine Havai’ye geri dönüldü.

 

Yine de The Ocean Cleanup’ın CEO’su olan Boyan Slat “Sistemin kırılması kolay düzeltilebilecek bir sorundu, asıl sorun çöpleri sistemin içinde hapsedemeyişimizdir. Bu çözüm bulması daha zor bir sorundur.” diye yorum yapıp, daha zor olmasının sebebi olarak denizin karmaşık bir doğası olduğunu, hesaplamalar yapılırken daha önce yukarıda da sistemin yapım aşamasında yararlanıldığından bahsettiğim; kısa dalgalar, uzun dalgalar, akıntılar ve daha farklı birçok sürükleyici farklı güçlerin hesaplanması gerektiğini söylüyor. Araştırma ekibi bu soruna yol açan 27 farklı hipotez ortaya attı. Sonunda da en büyük olasılığın sistemin rüzgârla eş bir şekilde hareket ederken hızının sabit olmadığına, bazen yavaşlayıp bazen hızlandığına ve bu nedenle plastik atıkları sisteme hapsedemediğine karar verdi.

 

Haziran 2019: Sistem 001/B

Ocak ayından haziran ayına kadar tüm ayarlamalar ve testler gerçekleştirilip Haziran 2019’da Wilson’ın bir üst modeli olan Sistem 001/B’nin kuruluşu gerçekleştirildi. Şu ana kadar yaklaşık Wilson kadar okyanusta kalabilmiş olan araç görülene göre Wilson’dan daha başarılı olmayı şimdiden başardı bile. Başarısının sebebi olarak yapısal dizaynda değiştirilen detayları gösterebiliriz. Artık yeni araç bir gemiye bağlı olarak değil, bir gemiden ayrı aşağıda bulunan görseldeki gibi bir deniz paraşütüne bağlı olarak hareket ediyor. 20 metre çapında olan deniz paraşütü ise sistemi yavaşlatıp plastiği toplamaya göre ayarlandı. Bir diğer versiyonunda ise sistem şişirilebilir tam olarak 6 tane şamandıraya bağlanacak. Hatta belki de bağlandı bile.

 

Şekil 3. Into the Twilight Zone
Şekil 4. The Ocean Cleanup Technology, Explained

 

Yeni Sorunlar: Kayıp Plastikler

Şimdiden yeni sorunlarla karşılaşmaya başladılar. Fakat bu sefer sorun sistematik bir sorun değil, sorun atıkların kaybolması. Yapılan araştırmalarda hesaplanan atıklardan çok daha az bir atığa rastlandı. Bunun sebebi olarak Plastik Sis Hipotezi’ni (The Plastic Smog Hypothesis) gösteriyorlar. Bu hipoteze göre atılan plastikler zaman içinde mikroplastiklere dönüşüp denizin derinliklerine iniyorlar. Böylelikle de suyun yüzeyinden kayboluyorlar. Bu işleri çok daha zor hâle getiriyor. Suyun sadece yüzünden bile çöpleri toplamak büyük bir badireyken denizin derinliklerinden çöpleri toplamak nasıl olur bilemiyorum.

 

Fakat bu hipotezi çürütebilecek bulgular da mevcut. En başta bahsettiğim Büyük Sefer araştırmasına göre okyanusta bulunan plastik atığın yarısı 1990 senesinden öncesinde üretilenlerden oluşuyor. Bu da akla tabii ki “Eğer bu hipotez doğruysa, çoğu atık bize daha yakın yıllardan gelmesi gerekmiyor muydu?” veya “Gerçekten mikroplastiklere parçalanmış olsalardı şu an 1970’lerden bir plastik parçası bulmamız mümkün olur muydu?” sorularını getiriyor lakin veriler aşağıdaki grafikte açıkça belli.

 

Şekil 5. The Quest to Find The Missing Plastic

 

 

Tahminler ve Bulgular

  • Eğer her şey hesaplandığı gibi giderse ki bu çok da beklendik bir şey değil, bu sistemden 60 tane daha yapılıp kurulursa 5 yıl içinde okyanusta bulunan plastik atıkların sadece %50’lik bir kısmı temizlenebilir.

 

  • Şu an plastik üretimi ve tüketimi dursa dahi okyanuslardaki mikroplastiklerin sayısı iki katına çıkacaktır.

 

  • Eğer plastik tüketimi, üretimi ve toplanması konusunda herhangi bir adım atılmazsa çağın ortasına kadar okyanusta bulunan plastik atıkların ağırlığı dört kat artacaktır.

 

  • Okyanustaki atıkların yarısından fazlası 1990’lar ve öncesine aittir.

 

Gerçekler

Biz insanlar plastik kullanımı hakkında harekete geçmediğimiz sürece dünyada şu an gerçekleşen deniz canlıları katliamının en büyük sorumlularıyız. “Sadece ben büyük fabrikalarla karşılaştırılamam…” demekten kaçınmalı ve bu konuda kelebek etkisinin önemini anlayabilmeliyiz.

 


 

Kapak fotoğrafı için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir