Taciz Etkisi

Bu hafta büyük bir tabuymuş gibi yok sayılan ve aslında günlük hayatımızda, çevremizdekilerde de gördüğümüz ve herkesin bilinçlenmesi ve üstüne düşünmesi gereken “taciz”den bahsetmek istiyorum. Haberlerin büyük bir bölümünü oluşturan bir konu aslında taciz. Mesela İngiltere’de ve Galler’de; yetişkinlerin %9’u çocukluk döneminde psikolojik tacize, %7’si çocuklukta fiziksel istismara, bir diğer %7 ise çocukluk çağında cinsel tacize uğramıştır ve %8’i evde aile içi şiddete ve istismara tanık olmuştur.[1]

 

Peki bu “taciz” dediğimiz şey nedir? Neler “taciz” kategorisine giriyor? Her ne kadar genelleme yapmayı sevmesem de ve bu da bir çeşit ayrımcılık olsa da maalesef taciz denince akla ilk olarak kadın ve kadının isteği dışında ona cinsel içerikli muamelede bulunulması geliniyor genellikle. Aslında taciz, çok geniş bir kategori olsa da Türk Dil Kurumu tarafından şöyle tanımlanmıştır: “Tedirgin etme, rahatsız etme”[2]

 

Belli başlı bir sınıflandırma yapacak olursak aşağıdakiler genel “taciz” tanımının içine girebilir:

  • Fiziksel istismar, taciz
  • Aile içi şiddet veya istismar
  • Cinsel istismar
  • Psikolojik ya da duygusal taciz
  • Maddi istismar
  • Kurumsal taciz
  • İhmal ve ihmal eylemleri
  • Ayrımcılık
  • Modern kölelik

 

Taciz sadece kadına yönelik değildir ve tacizin mağduru suçlu değildir, davetkâr değildir. En başta bunları bilmek önemli.

 

Mesela istenmeyen bir kucaklaşma, el sıkışma, öpüşme hatta dokunma (omuza hafif bir dokunma dahi olsa) istenmediği sürece tacizdir. Hatta İngilizler bu konuda fazlasıyla korumacı ki gereksiz temastan kaçınıyorlar ve özellikle çocuklara öğretmenleri tarafından bile dokunulmuyor, dokundurulmuyor. Çünkü her şey küçük yaşta öğrenilir. Eğer çocuklar gereksiz temasın doğal bir şey olduğuna inandırılırsa istemedikleri durumlar karşısında seslerini çıkarmalarının gerekliliğini hayatları boyunca düşünebilirler. Bu yüzden çocuklara “Hade ablanın, abinin, dedenin, nenenin vb. elini öp, yanağından öp ya da sarıl.” denmemelidir.

 

Fiziksel istismar ve taciz genellikle kişinin vücudunda tahribata yol açabilecek her türlü davranıştır. Mesela; çürükler, morluklar, yaralar ve kırıklar. Ama sadece bedenin hasar görmesi fiziksel taciz değildir, aynı zamanda aç bırakmak ya da yapmak istemediği şeyleri yapmaya zorlamak da bir fiziksel tacizdir. Yani kişiliğin de zarara uğraması da fiziksel tacizdir. Birinin şahsi alanını istila etmek ya da kişiyi güvensiz hissettirmek de fiziksel tacizdir.

 

Kişinin hayatı üzerinde baskı kurarak değerlerini, düşüncelerini sorgulatan ve kendinden uzaklaştıran, yalnızlaştıran hareketler ise psikolojik tacizdir. Özellikle de toplumun, toplu bir şekilde kurallar koyarak, çizgiler çizerek yaptığı bir tacizdir bu bence. Kişinin kendine olan öz güvenini azaltan, bilinçli şekilde yapılan narsist davranışlar, kişiyi kendini suçlu hissettiren davranışlar psikolojik şiddettir. Aşağılamak, küsmek, kıskanmak, yalan söylemek, tehdit etmek, sinirlendirmek, küçük düşürmek ya da kişiyi kasıtlı bir şekilde yaşamak istediği hayattan mahrum bırakmak gibi davranışlar da duygusal tacizdir. Kişinin yaptıkları ve hayatı üzerinde negatif ve/veya yargılayıcı, kötü hissettirici yorumlarda bulunmak psikolojik tacize girer.

 

“Herkes ne diyecek? Fakat bu ana kadar herkesten ne gördüm ki… Bana en yakın olanlar dahil olmak üzere, bu herkes dedikleri şey beni üzmekten, hayatımı manasız bir hale sokmaktan başka ne yaptı ki?” – Sabahattin Ali, İçimizdeki Şeytan

 

Taciz ve istismar kontrol etme güdüsü ve güç üstünden yürüdüğü için finansal ve maddi durumlarda da taciz çok büyük rol oynuyor. Kişiyi iş bulmakta kısıtlamak ya da hakkı olan parayı vermemek, para vermemekle tehdit etmek, internet üstünden ya da günlük hayatımızda karşılaştığımız dolandırılma ya da hırsızlık hep maddi tacize giriyor. Ayrımcılığın her türlüsü tacizdir. Irk, cinsiyet, cinsel kimlik, yaş, sakatlık veya inanca yönelik hareketler veya hakaretler ayrımcılıktır ve tacizdir. Birinin yaşı küçük diye yapılan şakalar ya da birinin cinsel yönelimine karşı veya ırkına yönelik kişinin beğenmeyeceği ve hoşuna gitmeyeceği şekilde yapılan yorumlar ayrımcılıktır.

 

Özel alana olan her türlü fizikî ya da psikolojik davranış tacize giriyor. Tacize uğramış kişinin duygusal, psikolojik ve de fiziksel olarak yıprandığı biliniyor ve kişinin hayata bakış açısı değişiyor. Kısacası birinin hayata olan güveni sarsılıyor. Öyle ki tacize uğrayanlardan bazıları intihara kalkışıyor. İntihara genellikle cinsel taciz görmüş kişilerde rastlanır. Cinsel taciz dendiğinde akla ilk olarak kişinin isteği dışında cinsel ilişkiye girmeye zorlanması gelse de cinsel taciz sadece bundan ibaret değildir. Uygun olmayan bir şekilde yapılan fizikî dokunuşlar, cinsel konular üstünde alay, ya da uygunsuz bakışlar hep cinsel tacize giriyor.

 

Bu sıraladıklarım belli başlı herkesin bildiği ve/veya bilebileceği, internet ortamında araştırıp bulabileceği şeylerdir tabii ki. Taciz ve tecavüz konusundaki en büyük tabulardan biri yüksek sesle dile getirmektir. Tacize veya tecavüze uğrayan kişi maalesef ya sessiz kalıyor, çekiniyor; sanki yanlış yaptığı bir şey varmış gibi kendi davranışının, giyiminin, hatta varlığının taciz ve tecavüze sebebiyet verebileceğini düşünüp sessiz kalıyor ya da sesi çıktığında anlaşılmıyor, ciddiye alınmıyor, dinlenmiyor veya yalancı muamelesi görüyor. Sonucundaysa kişide “Anlatsam ne değişir?” düşüncesi oluşabiliyor.

 

Bir ses bir sestir. Kişi susmayıp, susturulmamalıdır. Özellikle bu aralar fizikî ve cinsel taciz üzerinde durulsa da, duygusal tacizin de yüksek oranda yaşandığı bir dönemdeyiz. İş yerlerinde, insan ilişkilerimizde, hatta bazen alışveriş yaparken bile bunun örneğini görebiliriz. Narsist, bencil ve empati yoksunu kişilerin yarattığı bir taciz genellikle bu. Bu tarz kişilikleri değiştirmek ne kadar zor olsa da, bu kişileri hayatımızdan çıkarmak ya da bizi etkilememelerini sağlamak bizim elimizdedir. Kendimize güvenip, kendi alanımızı koruyarak, duygusal tacize uğrasak da belki etkisini daha az hissedebiliriz. Karşımızdakine o hazzı vermemek belki de en mantıklısı olacaktır.

 

Bencil, empati yoksunu, narsist, taciz odaklı fikirleri olan insanlardan özür beklemek ya da onlar tarafından anlaşılmayı beklemek insana kafayı yedirtir. Ne olursa olsun onlar yüzünden ve onlar için hayata küsmeyip, hayattan vazgeçmemeliyiz. İleriye doğru daha emin adımlarla, belki de daha bilinçli ve kararlı bir şekilde daha umutlu günlere devam etmeliyiz. Her ne olursa olsun hayat yaşamaya değer. Yapmış olduğu hareketle kişinin duygularını, hayatını altüst edip, canını sıkıp belki de acı çektirip hâlen daha kişinin hayatının üstünde etki sürdürmemelidir tacizi yapan kişin. Bu hak ona verilmemelidir. Eğer vazgeçersek, ya da korkup hayata devam etmezsek, kapalı kapılar ardında durursak güçsüz olmaya devam ederiz. Eğer hayatımızın kumandasını geri almak istiyorsak yaşamalıyız.

 


 

Referanslar

[1] Flatley, J. (2016). “Abuse during childhood: Findings from the Crime Survey for England and Wales, year ending March 2016”. Office for National Statistics.

[2] Güncel Türkçe Sözlük. (2019). “Taciz”. Türk Dil Kurumu.

 

Fotoğraf için tıklayınız.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir