Neden Yazıyorum?

Eğer birisi bana iki veya üç yıl önce gelip “Kendin yazdığın küçük, ama anlamı bir o kadar da büyük olan yazılarını yayımlamaya başlayacaksın.” deseydi, muhtemelen gülüp geçerdim. Eğer hayatta belirli ve yararlı bir düşüncemiz, fikrimiz veya görüşümüz varsa onu dile getirmekten çekinmemeliyiz. Bence hayatın da ta kendisi bu. Bir şey için yaşamak, bir hedef için var olmak ve her ne pahasına olursa olsun hep ilerlemek.

 

Kafamdaki düşünceleri, dünya ve güncel olaylar hakkında hissettiğim duyguları beyaz kâğıda yansıtmak bence inanılmaz bir deneyim. “Ben yazamıyorum.” demeyin ve düşünmekten korkmayın. Yazmak için sadece bir fikrimizin olması yeterli. Düşündüklerimizi ve söyleyemediklerimizi etrafımızdaki insanlara duyurmak için harika bir fırsat.

 

Yazmak büyük bir değerdir. Yazmak bir kendimizi ifade etme sanatıdır ve kişisel gelişimimiz için çok önemli bir unsurdur. Yaptığımız her şey; dinlediğimiz müzik, okuduğumuz kitap, öğrendiğimiz bilgi, düşündüğümüz fikirler ve uymakta zorunlu olduğumuz kurallar yazılara bağlıdır. Bu sebepten ötürü şu an yapmakta olduğumuz eylemden bile satırlarca cümle kurabiliriz.

 

Ne demiş düşünür: Yazı yazan kimseler düşüncelerin ve fikirlerin fotoğrafçısıdır. Gerçekten çok doğru bir söz…

 

O saplantı hâline getirdiğimiz sosyal medyadan biraz uzaklaşıp, tüm dikkatimi masada duran boş ve içine fikirler yazılmayı bekleyen beyaz kâğıda verdiğimde âdeta kendimi buluyorum. Kendimi güzel ifade edebilmenin verdiği mutluluk paha biçilmez.

 

Beyinlerde hapsedilmiş fikirlerin kimseye bir yararı yoktur. Tam aksine fikirler ve düşünceler paylaşıldıkça değer kazanır.

 

Haydi gelin hep birlikte düşünelim ve yazalım! Pişman olmazsınız.

 


 

Görsel için tıklayınız.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir