İsminden de anlaşıldığı gibi mobil DNA, aynı canlı içindeki genomda (bir canlının tüm genetik materyali) bir noktadan başka bir noktaya, aynı türdeki canlılar arasında veya farklı türdeki canlılar arasında hareket edebilen DNA parçacıklarıdır. Bu DNA parçacıklarına aktarılabilir elemanlar denir. DNA dizisi içerisinde hareket etme özelliğine sahip mobil parçacıkların hareketleri hem yararlı hem de zararlı olabiliyor. Hareket edemeyen DNA dizilerinde protein üretmeye yarayacak kod bulunduğu gibi bu aktarılabilir elemanlar da aynı görevi yapabiliyorlar. Protein kodlamayıp başka görevlere sahip aktarılabilir elemanlar da bulunmaktadır. Aktarılabilir elemanlar kanser gibi genetik hastalıklara da yol açabilmektedirler.
Mobil DNA Türleri
Aktarılabilir elemanlar çeşitli alt gruplara ayrılabilirler ve bir yerden başka bir yere geçmek için kendilerine özel bir protein enzimine ihtiyaç duyarlar. Virüsler ve bakteriyofajlar (bakterilerde enfeksiyona yol açan virüsler) mobil genetik elemanlardır. İşgal ettikleri hücre DNA’sını kendi DNA’larına katabilir ya da kendi DNA’larını enfekte ettikleri hücreye yerleştirebilirler. Ayrıca, DNA dizisi içerisinde hareket edebilirler.
Bakterilerde kromozomların haricinde bulunan ve kromozomlardan oluşan genetik materyalden bağımsız bir şekilde çoğalma özelliğine sahip, yuvarlak DNA olarak bilinen plazmidler de mobil DNA özelliğine sahiptirler. İnsanların da içerisinde bulunduğu ökaryotlar grubunda ise farklı mobil DNA çeşitleri ve hepsinin kendine ait özellikleri bulunmaktadır.
Kanser
Virüslerin, dünya genelinde kanser türlerinin %15’ine sebep oldukları öngörülüyor. Örneklendirmek için insan papilloma virüsünü (HPV) ele alacak olursak, 2012 yılında kayıtlara geçen 530.000 kadından yaklaşık 270.000’inin ölümüne yol açan rahim ağzı kanseri virüsüdür. Rahim ağzı kanserinin %70’i HPV’nin HPV16 ve HPV18 türleri ile ilişkilendirilmektedir.
HPV, p53 ve pRb tümör baskılayıcı genleri ile etkileşime geçer. HPV mobil DNA’sını işgal ettiği hücreye DNA’sını enjekte ettiği zaman p53 ve pRb genlerinin fonksiyonlarını engeller ve bu genler tümör oluşumunu engelleyici gerekli proteinleri kodlayamazlar.
Aşı
Aşıların önemine bu yazımda da değinmeden geçemeyeceğim. HPV örneğini kullanarak, yaşam döngüsünde kullandığı bu mobil DNA enjekte yöntemi ile bu virüsün bağışıklık sisteminden saklanabildiğini vurgulamak isterim. Bu noktada sadece iyi bir bağışıklık sistemi ve sağlıklı beslenme ile çözüm aramak bu noktada faydalı olmayacaktır. Rahim ağzı kanseri aşısı diğer her aşı gibi gereklidir.
Fotoğraf için tıklayınız.