Merhaba COVID-19! Ya Senden Sonra?

Ekonomiden fazla anladığımı söylemem ama her olağanüstü durumun ekonomiyi etkilediği gibi koronavirüsünün de etkilediği ve etkileyeceği ortadadır. Toplu taşıma araçları olan otobüsler, trenler ve uçaklar iptal ediliyor. Uçuş fiyatları bir anda düşüyor. Üretimler devam etse de talep aşırı derecede. Şu anda yaşıyor olduğum İngiltere’de ve birçok yakınımın yaşıyor olduğu KKTC’de gördüğüm durumu tek bir kelimeyle açıklamak geliyor içimden: Panik.

 

Panik yapmakta haklılar belki ama paniğin getirebileceği ölüm daha yüksek olasılıklarda, bunu unutmamak gerek. Aynı zamanda panik dolayısıyla yapılan icraatlar çoğu kişiyi etkiliyor. Mesela geçen gün İngiltere’de markete gittim ve gördüğüm manzara beni şaşırttı. İnsanlar kuyruk olmuş stok yapıyorlar. Sanki hiç hijyen nedir bilmezmişler gibi olanca el sabunu, bulaşık, çamaşır ilacı ve bunlar gibi temizlik malzemelerini almış durumdalar. Yani evlerinizde hiç OHAL ilan edilmemiş olmakla beraber, marketlerin kapanacağıyla ilgili bir haber de yok. Telaş değil de temkin önemli bence.

 

Bilindiği üzere koronavirüsü bünyesi zayıf, bağışıklık sistemi güçsüz ve çöküşte olanlarda daha etkili oluyormuş, yani virüsün hedef kitlesi olarak yaşlılar denebilir özellikle 60 yaş üstü.[1] Gençlerimiz, daha az riskte olanlar, bütün stokları alırken esas ihtiyacı olanlar o kadar hızlı marketlere koşamıyor, internetten sipariş edemiyor maalesef. Marketlere vardıklarında da maalesef geriye pek bir şey kalmış olmuyor. Bence hükûmetlerin bu işe bir el atması lazım tabii ki kimsenin özgür alışveriş hakkını ellerinden alamazlar ya da kısıtlayamazlar ama yaşlılara ürün sağlayabilirler belki de. Sonuçta en fazla riskte olan onlar.

 

Bir diğer mevzu ise, şu an bahsini geçirmiş olduğum her iki ülkede de henüz sokağa çıkma yasağı gelmemiş olsa da gelme olasılığı yüksek ve aynı zaman da zaten okullar ve iş yerlerinin çoğu insanlara gelmemelerini, evde kalmalarını söylemiş durumda. Bu da demek oluyor ki insanlar evde daha çok zaman geçirecek, daha çok elektrik, su ve gaz kullanacak. Bazı iş yerleri tam ödenekli izin sağlamış olsa da, bazıları ya yarısını ödüyor günlerin ya da hiç ödemiyor. Ama insanlar evde hâlen daha elektrik, su ve gaz kullanmaya devam edecekler. Bunun hakkında mesela tarifelerde bir değişiklik yapılması gerektiği düşüncesindeyim ben. Ya da bu olağanüstü durum geçene kadar insanların cebini soymak yerine belki de yarı fiyatına fatura ya da başka alternatifler bulunabilir. Sonuçta iş yerlerinin kapatılması ne iş yerinin ne de çalışanın suçu ama olan ekonomilerine oluyor.

 

OHAL ve benzeri kararlar verirken önce sağlık dememek lazım bence. Halkın yarınını da düşünün. Çünkü kısa günün kârı hayatta olmak olsa da, yarın da var. Bayağı uçuk bir örnek vermek gerekirse; %10 olasılıkla yaşayacağınız söylenen bir ameliyata girmeden muhtemelen hayatta yapmak istediğiniz her şeyi yapar ve olanca paranızı harcarsınız ve %10’un içinde olmayacağınıza emin olarak ameliyata girersiniz. %10’un içinde iseniz artık sağlıklı ama 5 kuruşsuz kalırsınız.

 

Eve yolladığınız insanlara yarını veriyorsunuz ama biraz da yardım sanki fazla olmaz.

 


 

Referanslar

[1] Andrew, S. (2020). “Worried about coronavirus? If your loved one is over 60, read this”. CNN.

 

Fotoğraf için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir