Günlük Yaşam ve Cinsiyet Ayrımcılığı

Günümüzde kadın ve erkek eşitliğinin hâlâ ulaşılamadığı çok gizli olmasa da, çoğu zaman cinsiyet ayrımcılığını ve eşitsizliği parmakla göstermek zor olabiliyor. Günlük hayatta başa çıkmak zorunda kaldığımız cinsiyetçilik hemen göze çarpmıyor olabilir. Fakat, büyük resme bakıldığında bilinç altımıza verilen mesajlardan tutun bize hissettirilen duyguya kadar cinsiyet ayrımcılığının hayatımıza, psikolojimize ve bedenimize verdiği zarar görünenden çok daha fazla. Bazı zamanlar bu ayrımcılığı fark edemesek bile, bu cinsiyetçiliğin bize verdiği zararları yok saymıyor. Feminizm, her iki cinsiyeti de bu durumlara karşı eğitmeyi, bunlara karşı durabilmeyi ve bu sayede kendilerini daha güçlü hisseden, eşitliği ve kendilerini savunabilen bireylere dönüştürmeyi hedefliyor. Kendimizi daha iyi savunmak ve farkındalık yaratmak için bu yazımda “gizli” cinsiyet ayrımcılığının farklı şekillerinden bahsedeceğim.

 

İlk olarak medyanın hayatımızdaki yeri inkar edilemez. Tüketici toplumların hemen hepsi gibi Türkiye ve Kıbrıs’ın medya kullanma oranı çok yüksek. RTÜK Kamuoyu araştırmalarına göre, insanlar günlerinin ortalama 4 saatini televizyon izleyerek geçiriyor.[1] Dünya ortalamasına bakıldığında çoğu ülke için rekor sayılabilecek bu oran, bize verilen mesajların üzerimizdeki etkisini de şüphesiz ki arttırıyor. Hâl böyle olunca, medyanın bize ve çevremize verdiği gizli mesajların ciddiyeti bu konuda çok önem taşıyor. İnsan hakları ve farkındalığı artmış toplum sayesinde açık mesajlar azalmış olsa da, reklamlardan dizilere cinsiyet ayrımcılığı hâlâ yerini koruyor. Temizlik malzemesi reklamlarında kadınların kullanılmasından tutun da, daha otoriter olduğu için kamu spotu reklamlarında arka planda erkek sesinin tercih edilmesine kadar cinsiyet ayrımcılığının medyada yeri çok fazla. Son zamanlarda televizyona göz atmanız bile size kadına şiddetin, tecavüzün ve hakaretin Türk televizyonundaki yerinin ne kadar fazla olduğunun kanıtlamaya yeterli olacaktır. Sadece reyting amaçlı mi yoksa toplumun isteğine bağlı mi olduğunu tam bilmiyorum fakat iki türlüsünün de korkunç olduğu kesin.

 

Günlük hayatta karşılaşılan diğer bir cinsiyet ayrımcılığı ise ekran aracılığı ile değil bire bir yaşanan cinsiyet odaklı ön yargılardır. Cinsiyet stereotipleri, bir bireyin hareketlerini cinsiyet odaklı şekillendirmektir. Toplum tarafından yaratılan bu tabular yine toplum tarafından kişileri kısıtlamak için kullanılır. Kadın şoförlerin neredeyse her gün başa çıkmak zorunda kaldığı cinsiyetçi yorumlar, en küçük hatada şoförlüğüne değil cinsiyetine laf duyması bunlardan sadece biri. Meslek seçiminde öğretmenliğin kadına, mühendisliğin erkeklere uygun görülmesi ve ailelerin bile fark etmeden kızlarına “doktorluk aile hayatı için uygun değil, öğretmenlik ileride anne olduğunda kolay olur” demesi hayatimizin cinsiyet rolleri etrafında nasıl şekillendirdiğini gösterir. Cinsiyetinden dolayı mesleğinden, konuşma şekline, sevdiği renkten, davranışına kadar kısıtlı bir çerçeve yaratan toplum hem kadını hem erkeği özgürlüğünden mahrum ediyor.[2]

 

Eğitim ve farkındalık her iki cinsiyet içinde özgürlüğe giden yoldaki en önemli adımdır. Toplumsal cinsiyet bilinci eğitimi çok erken yaşlarda verilmeli, farkındalık yaratarak hem erkeklerin hem kadınların etrafına çekilen bu demir tellerin yok edilmesi hedeflenmelidir. Doğduğu andan itibaren, alınan bebek kıyafetlerinin rengiyle başlayan cinsel ayrımcılığı yaş büyüdükçe dayanılmaz bir hâl almaktadır. Hiç bir cinsiyet diğerinden üstün değil, diğerinden iyi değildir. Toplum tarafından yaratılan bu cinsiyet kalıplarının kaldırılmasının tek yolu yine toplumdan geçmektedir. Hiçbir erkek, hesabı ödemek, ileride banka olarak kullanılmamayı nasıl hak ediyorsa, bir kadın da hayatının her hangi bir döneminde zekâsını gizlemek, mesleğini toplumun beklentilerine göre seçmek ve cinsiyetçi hakaretlere boyun eğmek zorunda değildir. Büyük sorunların kaynağının günlük yaşantımızdaki küçük detaylarda gizli olduğunu fark edip, tabuları kaldırmanın zamanı gelmedi mi?

 


 

Referanslar:

[1] https://www.rtuk.gov.tr/assets/Icerik/AltSiteler/televizyonizlemeegilimleriarastirmasi2018.pdf

[2] http://dergipark.gov.tr/download/article-file/150372

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir