Kendini Seç

En son ne zaman kendimizi seçtik, seçebildik? Ya da istemediğimiz bir şeylere “hayır” dedik? Yapmakla yükümlü olduğumuz, mesela mesleğimiz, işimiz gibi şeyler ayrı tabii ki; her şeye de hayır denemiyor. Ama mesela bizi yoran ve yıpratan olay ve insanlara hayır demeyi, kendi değerlerimizden başkaları için vazgeçmeye hayır demeyi öğrenmek gerekiyor bence. Kendimizi seçmenin, bazıları belki de buna bencillik diyecektir, ilk şartlarından biri belki de kendimize “evet”, başkalarına “hayır” demekten geliyor.

 

Hem iyileşmenin, hem de kendimizi daha az yargılamanın yolu olabilir bu. Kendimizle barışırız, istediğimiz, hayal ettiğimiz hayatı değerlerimiz doğrultusunda yaşarız, yaşayabiliriz. Hayır deyerek hem kendimizi seçiyor, hem de kendi kendimizi içine hapsettiğimiz kafesten çıkarıyoruz bence. Sırf birine yaranmak için, ya da sırf bizi seviyorlar diye, ya da biz onları seviyoruz diye “evet” demek zorunda değiliz.

 

Her ne kadar akıl ile yapılan bir barışmış gibi görünse de kendimizi seçmek bence kalple de bağlantılı. Çünkü artık kendimizi seçip değer verdiğimiz şeyleri yaparak ilerlersek gönülden mutlu da olabiliriz. “Evet” demek zorunda olmayan, aptal yerine koyulmayan ve kendi istediğini yapan bir kalp tabii ki de mutlu olur.

 

Hayat biz “evet” dedikçe ya da “hayır” dedikçe kolaylaşmıyor. Kolaylaşması umuduyla geçirdiğimiz zaman ya kendi değerlerimizle geçiyor ya da başkalarının. Her zaman her yol karmakarışık olacaktır. Kendi seçimlerimizle ve değerlerimizle çıktığımız yolda daha sağlam ilerleyebiliriz. Sevilmeme ya da reddedilme pahasına, uyum sağlamak için “evet” demek hiç sağlıklı değil. Kimseye neyi neden yaptığımızı açıklamak zorunda değiliz. Kimsenin önceliklerini, kendi değer ve önceliklerimizden öne koymak zorunda değiliz. Önce kendimiz ve kendi değerlerimiz…

 

İstemediğimiz bir hayata doğru hızla ilerlemenin bir anlamı yok. Başkalarının değerlerine göre “evet” deyip mutsuz olacaksak, “doğru”yu (göreceli bir kavram olan “doğru”yu) yapmanın bir anlamı yok. Hayat bir yarış değil, ne geriden geliyoruz ne de en önde koşturuyoruz; yarışa gerek de yok. Herkesin kulvarı farklı. Herkesin değerleri farklı.

 

Değerlerimiz farklı diye, ya da kendimizi seçip “hayır” diyebiliyoruz diye bencil ya da hayalperest olmuyoruz. Hayallerimiz başka kimseninkine benzemiyorsa bu bizi garip yada değişik yapmaz; bizi biz yapar.

 

Başkalarının değerlerine göre yaşayıp, onların ne istediğini, onların ihtiyaçlarını düşünüp yerine getiremeyiz; bu ancak bizi delirtir ve hayatımızı zindan eder. Şahsi özgürlüğümüz kendiliğinden gelmez, kazanılır. Hayır diyerek, kendimizi seçerek özgürleşiriz.

 

Özgürlüğümüz kendimizi tanıyarak gelecek bir şeydir. Temelde kim olduğumuzu, kendimizi bilmek zorundayız. Kendimizi seçebilmek için nelere derinden değer verdiğimizi bulmalı, ruhumuzu neyin alevlendirdiğini anlamalı, bizi her gün sabahın köründe kaldırmaya isteklendiren şeyi bulmalıyız ki kendimizi bilelim ve seçebilelim. Hiçbir şeyi belirli bir yaşa kadar çözmemize gerek yok; eğer öyle bir hayat bize değerlerimizi mal ediyorsa buna değmez. Bize ilham vermeyen bir başarıyı takip etmemiz gerekmiyor. Yapmamız gereken sadece kendimizi tanımak ve seçmek.

 

Kendimizi seçebilmemiz için kendimizle tanışmamız şart tabii ki, bu da aslında vücudumuzu ve zihnimizi dinleyerek oluyor. Bir şeyler ters gittiğinde mesela sinir oluruz, ya da midemize ağrı girer; bunlar hep vücudumuzun ve zihnimizin reaksiyonları. Bu demek değil ki hep bizi mutlu eden ya da mükemmel hissettiren şeyler yapacağız; bazı şeyler zor olsa da, bize karın ağrısı verse de değerlerimiz için girdiğimiz yolda kendimizi disipline edip kendimizi seçeceğiz. Duygularımızdan kaçmak yok yani. Korku da, mutluluk da değerlerimizin sonucunda hissedebileceğimiz duygulardır.

 

Kendimizi seçtiğimiz bir günün ardından eve geldiğimizde huzurlu hissedip ve o kadar güzel hissettiren bu değerlerden vazgeçmek istemeyeceğiz. Bu yüzden:

Kendini seç!

 

Kendini seç!

 

Kendini seç!

 


 

Görsel için tıklayınız.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir