Geçtiğimiz günlerde aşı karşıtları sokağa döküldüler. Yaptıkları açıklamalara göre, deney aşamasında olan aşıların henüz faz çalışmaları tamamlanmamış olmalarından ötürü kendilerine dayatılmaması gerektiğini savundular.
Belki denek olmaya razı değiller, haklılar da bu yönden. Fakat Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından onaylanmış olan aşılar bulaş, viral yük, hastalığı az riskle geçirme gibi birçok bilimsel açıklama ile geliyor.
İnsan yapımı olduğu iddia edilen ve birçok “nüfus azaltma teorisi” savunulan bir dönemdeyiz. Elimizdeki tek şans bence aşı olmak ve “normal” diye adlandırdığımız eski düzeneğimize geri dönmek. Bugün aşı olmayan her bir bireyin hastalığı bulaştırma oranı aşı olana göre daha yüksek, hastalığı kapma oranı aşı olanlara göre daha yüksek, hastalığı ağır bir şekilde geçirme olasılığı aşı olanlara göre daha yüksek.[1][2]
Mutasyona uğrayan hastalıklar var iken aşısız kalmak, tabiri caizse “kelle koltukta gezmek”tir bence.
Birçok ülkede, PCR ve antijen testleri aşısız kişilere paralı olma yolunda ilerliyor, bu akımda KKTC de yerini almış bulunmaktadır. Bence yapılabilecek en doğru hareketlerden biri idi. Eğer toplumun sağlığını riske atıyor isen ve hayata karışmak istiyorsan, sisteme ayak uydurmakla yükümlüyüzdür. Aşıya bu aşamada ya da her zaman karşı olduklarını dile getiren kişilerin toplum sağlığını, sevdiklerini ve kendilerini riske attıklarını öncelikle kabul etmeleri gerekiyor.
Eğer buradaki sistemi sorguluyor ve kabul etmekte direniyorlarsa, örneğin aşı olmamak, test için para ödememek gibi, hayatın bazı alanlarından mahrum kalıyorlar. Ülke değiştirmek de buna çözüm değildir, Kıbrıs Cumhuriyeti de aynı uygulamayı başlatmıştır. “Safe Pass” yani “Güvenli Geçiş” dedikleri uygulamadan göre, aşılı kişiler yararlanabilir ve aşısız kişiler ise para karşılığı 72 saat geçerli olan negatif test sonuçlarıyla hayata karışabilir. Sadece 72 saat; ve her 72 saatte bir test yaptırmalılar. Tek kabul yöntemi bu. Çünkü aşısız kişilerin bilimsel olarak da kanıtlanmıştır ki hastalığı taşıma ve bulaştırma oranı daha yüksektir, bunun riskini de hiçbir hükûmet almak istemez.
Aşıyı bedava, testi paralı yapmak sisteme ayak uydurmayı “yükümlü” hâle getiriyor. Unutmamalıyız ki sadece bizim ülkemizde değil dünyada olan bir durum bu. Her nereye gidilirse gidilsin ayni şartlar geçerli olacaktır, üstüne üstlük bir de döviz çarpımı ile test yaptırılması gerekecektir.
Ya bu kuralları kabul edip hayata karışılmalıdır ya da kabul etmeyip kendinizi ve herkesi riske atma olasılığınız vardır ortada. Hangisini tercih ederdiniz? Hangisini tercih ediyorsunuz? Saatli bomba gibi ortalıkta gezmeyi mi yoksa kafanız rahat bir şekilde istediğinizi yapmayı mı?
Aşıya inanmayan kesimlerden bazılarında bir de COVID-19’a inanmama gibi bir durum da vardır. “Bulaşmam ya ben!” diyen de var “Aşılı da hasta oldu.” diyen de tabii. Ben bunlara kendimce “ayaklı korona” diyorum.
Aşılı kişi hasta olmayacak diye bir şey yoktur arkadaşlar. Aşılı kişi hastalığı daha az bulaştıracak, daha az semptom ve rahatsızlıkla geçirebilecek diye bir bilgi vardır. Aşılı iken, maske takma zorunluluğu, test yaptırma zorunluluğu da bundandır.
Henüz bilmediğimiz ve anlamadığımız bilimsel olayların içinde yaşıyoruz, kesinlikle haklısınız. Unutmayın ki yarın ne olacağını da bilmiyoruz. Sadece bazı verilere güvenmemiz gerekiyor; belki günü, belki de şu an ki durumu kurtarmak için. Başka çaremiz yok.
Referanslar
[1] Siegel, E. (2021). What Is The Impact Of Choosing To Remain Unvaccinated Against Covid-19?. Forbes. https://www.forbes.com/sites/startswithabang/2021/08/26/what-is-the-impact-of-choosing-to-remain-unvaccinated-against-covid-19/?sh=299884bd5c9a
[2] Rosenberg, E. S., Holtgrave, D. R., Dorabawila, V., Conroy, M., Greene, D., Lutterloh, E., … & Zucker, H. A. (2021). New COVID-19 cases and hospitalizations among adults, by vaccination status—New York, May 3–July 25, 2021. Centers for Disease Control and Prevention. https://www.cdc.gov/mmwr/volumes/70/wr/mm7034e1.htm
Fotoğraf: Bermix Studio, Unsplash.