Kleptokrasi, Tanıdık Geldi mi?

Kleptokrasi, kleptokratlar olarak adlandırılan kişilerin siyasi konumlarını kullandıkları bir hükûmet şeklidir. Yani bulundukları makama sadece güvenerek değil, aynı zamanda da o makamın sunduğu her imkânı sonuna kadar kullanarak kendi ülkesinden ve kendi halkından çalarak servetleri artırmaktır.

 

Tarihte yoksulluk çeken birçok ülkede rastlanan otoriter hükûmet biçimlerinde görülmüştür kleptokrasi, örneğin Irak ve Saddam Hüseyin. Başa geldikten sonra zenginleşen kişilerden oluşuyor kleptokratlar.

 

Antik Yunan dilinde “klepto”, “hırsızlık” anlamına gelirken, “krasi/cracy” de “kural” anlamına gelir; toparlamak gerekirse birleştirince oluyor “hırsızlar tarafından yönetim”. Yolsuzluk, kamu fonlarının tamamen kötüye kullanılması, zimmete para geçirme, rüşvet gibi şahsi ve/veya ailelerini zenginleştiren bir yönetim.

 

Peki nasıl oluyor bu işlemler? Adım adım bakalım:

  • Ülkenin doğal kaynakları (doğal gaz, petrol, altın, hammadde vb.) devlete bağlanılmalı, eğer değerliyse hükûmet tarafından kontrol edilmelidir, yani bizzat kleptokratlar tarafından.
  • Bağlanılan doğal kaynakların yönetiminin başına, kendi güvendiği ve emrinde olan kişileri koymak, bütün karar merceğinde olan kişiler kleptokratın tarafında olmalıdır.
  • Tüm ticareti kontrol et, ithalat ve ihracat. Yüksek fiyatlar belirle, talep yaratmak için ithal edilen malları durdur ya da gümrük gibi yerlerde tut, fahiş vergi ve gümrük fiyatları uygula.

 

Bunları yaptıktan sonra da koltuğuna yaslan ve akan paranı seyret.

 

Tarihte bazı kleptokratlar gerek zorla gerekse darbe gibi yöntemlerle başa geldiyse de hâlen daha günümüzde bazı halklar kendi hırsızlarını kendileri seçiyor. Parayı vatandaşın vergisinden alıp, vatandaşın hayat kalitesini düşürüyorlar.

 

Yerli sanayinin ve üretimin zorla düştüğü, iç pazara büyük ve dış ülkelerden gelen sermayelerin girdiği, insanların haklarının çiğnendiği, düşük gelirlerin olduğu ve rüşvetsiz ya da tanıdıksız iş yapılmayan bürokratik ülkelerden bahsediyorum. Gerek milliyetçilik, gerek din, gerek ırk ya da ortak bir payda kullanılarak her geçen gün genişleyen bir kitleden oluşmaktadır.

 

Hırsızlar rejiminden bahsediyorum tam olarak.

 

Tanıdık geliyor mu?

Bir yerlerden hatırladınız mı?

En son neye zam gelmişti?

En son verilen, ödenilen vergilerin vatandaşa geri dönüşü ne olmuştu?

 

Daha fazla vergi…

Daha fazla harç…

Daha fazla kesinti…

Daha fazla haksızlık…

Daha az maaş…

Daha fazla çalışma saatleri…

Daha çok açlık…

Daha çok evsizlik…

 


 

Fotoğraf: Gerd Altmann, Pixabay.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir