Gündemimiz Türkiye Hükûmeti ile Kuzey Kıbrıs Hükûmeti arasında imzalanan mali protokolle ve eğitim alanındaki “İşbirliği Mutabakat Zaptı” ile sarsıldı.
Şüphesiz ki bu imzalanan belgelerden en çarpıcı olan madde, mali protokolde “2019 Reform Eylem Planı” başlığı, “Yapısal Dönüşüm” alt başlığı altında Kooperatif Merkez Bankası iştiraklerinin Aralık 2019’a kadar elden çıkarılması yer alıyor.
Peki bu ne demek?
Ülkemizdeki süt ve süt ürünleri pazar payı en büyük şirket olan Koop Süt ile Şeker Sigorta Kıbrıs, Binboğa Yem ve Koop Ticari Levazım şirketlerinin özelleştirilmesi yönünde bir uluslararası anlaşma imzalanmıştır.
1958 yılında kurulan Koop Süt, hepimizin büyürken içtiği sütleri, meyve sularını, yediğimiz hellimleri, yoğurtları üreten firma olmuştur. Bugün saldırı altında olmasının esas sebebi Türkiye’deki süt üreticilerinin bizim piyasamıza girememesi midir?
Sayın Ersin Tatar’ın da dediği gibi bu bir “ara dönem”. Sıradaki “reformlar” gerçekleştirilmeden önce 2019 yılını geçiştirmek ve nakit akışını sağlamak için bir dönem. Yani bu dönem aslında 2020-2022 yılları arasında gelecek ekonomik paketin bir fragmanı.
Çok daha büyük bir özelleştirme harekâtı kapımızdadır. Kooperatif bu harekâtta saldırılan ilk kaledir. İlk kale düşerse arkası da kolayca gelir. Biz Kooperatif’e dokundurtmayacağız.
Bu konuda halkın tutumu nettir. Kimsenin Kooperatif’in birilerine peşkeş çekilmesine ya da ortadan kaldırılmasına izni yoktur. Kooperatifler hepimizin ortak malıdır. 58’lerde, 63’lerde, 74’lerde, en zor zamanlarımızda halkımızın yanında hep Kooperatif olmuştur. Siyasilerin kötü yönetimi sonucunda birçok hataya kurban edilse de bugün devlete borç veren en önemli bankaların başında Kooperatif Merkez Bankası gelir.
Yapısal reformdan anlaşılan özelleştirme midir? Adalet ve Kalkınma Partisinin özelleştirmeye dayalı ekonomi politikalarının nasıl çöktüğü ortadadır. Hele de ekonomi alanında onların ipiyle kuyuya inmek bir nevi intihardır. Biz kendi ekonomi politikalarımızı yaratacak, kendi yapısal reformlarımızı hazırlayacak kapasitede bir toplumuz.
Reddediyoruz gibi, Toplumsal Varoluş Mitingleri gibi bir dönem daha bizi bekliyor.
Dokunmayacaklar.
Dokundurtmayacağız.
Fotoğraf için tıklayınız.