Para: Boynumuzdaki Zincir

Şu an ben açlıktan ölmüyorum. Kendimi belirli bir seviyeye getirebildim ailemin yardım ve destekleriyle ama hayatta öğrenecek daha birçok şeyim, daha bir sürü eksiğim var. Maddi kazançlarımız ne kadar artsa da hayat pahalılığı da o kadar artıyor. Tabii kazancı olanlar ve olabilenler için en azından bir hayata tutunma var ancak “hayati dersler” için, eğitim için neden para kazancı gerekiyor?

 

Eğitim ticaret olmamalıdır. Eğitim denince akla çocukları, insanları bir kalıba oturtmak ve sosyal bir şekilde bir ortama kapatmak gelmemelidir. Çünkü ezberlediğimiz hiçbir şey aklımızda kalmıyor. Öğrenmek en değerlisi, en kalıcısı. İnanın bana okullarımızda öğrendiğimiz ya da öğretilmeye zorlandığımız bilgileri sınavlar aracılığıyla test edip, başarımızı değerlendirdikleri sistem hayatta insana bir şey katmıyor. Finlandiya eğitim konusunda dünyada 1 numara çünkü eğitime ticaret olarak bakmıyorlar.[1]

 

Eğitimin önemi ve gerekliliği tartışılamaz, tartışılmamalı. Hedeflerimize, istediğimiz eğitime ve hayat standardına ulaşmak için belirli dersleri almalı ve öğrenmeliyiz. Peki hayat? Onu nasıl öğreneceğiz? Okumuş cahillerle doldu ortalık. Hiç okuyamamış insanları saymıyorum bile. Eğitimin paralı olması ve sadece başarılı olanlara verilen burslarla okuyamamış olan bir sürü yetenek. Steve Jobs ve Bill Gates gibilerinin zamanındaki gibi bir buluşla zengin olmak artık o kadar kolay değil.

 

İnsanların kendini geliştirmesi pahalı. Hayata tutunması pahalı. Şimdi zevk ve hobi amaçlı bir haykırış gibi duyulabilir bu söyleyeceğim ama, aslında hayatı ve kendimizi tanımamız bunlara bağlı bence. Mesela kitaplar, çok pahalı. Parası olan da alma taraftarı değil zaten; bana gerek yok düşüncesinde. Kültürümüzü geliştirmek için, hayal gücümüzü geliştirmek için kitaplara ihtiyacımız var.

 

Yeni buluşlar ya da eskiler hakkında araştırma yapmak istiyoruz ama makalelerin hepsi parayla. Herhangi bir okula, üniversiteye kayıt olmadan araştırma yapamıyoruz. Çoğu kütüphanede de yoklar. Dünyayı gezmek ve yeni hayatlar öğrenmek istiyoruz ancak döviz pahalı, oteller pahalı, uçak firmaları pahalı. Kapitalist sistemle savaş veriyoruz âdeta. Müzelere giriş öğrenciler için dünya pahası. Ulusal tarihi geçtim, dünya tarihini, kültürünü öğrenmek için aslında gereken bir şey bu. Tarihimizi bilmeden, insanlığı bilip tanımadan, nasıl kendimizle tanışacağız? Hepsini internet üzerinden yapamayız ama sonra da “Gençlik hep o telefonlarda.”.  Başka şans var mı ki? Bence “safe zone/güvenli alan” diyebileceğimiz ve gençlerin fikirlerini paylaşıp destek alabilecekleri bir yer olmalı. Her hafta buluşan ve kültür, hayat konuları tartışılan yerler.

 

Gençlere fayda sağlayan her şey çok pahalı. Sanki cahil olmaya sürükleniyoruz. Fazlasıyla eğitim alıp okuyanların da bir kalıba girmeye sürüklenmelerinden midir bilemiyorum ama “garip” ya da “değişik” diye adlandırılanlardan oluyorlar. Şekillendirilmiş beyinlerin IQ (intelligence quotient/zekâ katsayısı)* seviyesi yüksek olsa da sanki EQ (emotional quotient/duygusal zekâ)** seviyeleri düşüyor ve yabancılaşıp uzaklaşıyorlar insanlardan. Bu şekilde isimlendirmek bence yanlış olsa da sosyal olarak insanlarla konuşup anlaşamadıklarından sanırım ya da ortak bir nokta bulamadıklarından böyle isimlendiriliyorlar. Sonuçta toplumda “normal”, toplumun çoğunluğunun kabul ettiği ve çoğunluğun olduğu şey demek.

 

Pahalılığa bu kadar değinmişken sağlık meselesinden de bahsetmek isterim. Sadece kendimizi geliştirmek değil iyileştirmek de parayla. Mesela kanser tedavileri parayla. Devlet kendi vatandaşlarına ve sosyal sigorta yatırımı yapanlara sağlık sorunlarını çözmek için olanak sağlıyor ve sadece bunu yatırım yapana değil işsiz olana da sağlıyor ama devlette, özellikle NHS (National Health Service)*** gibi İngiliz devlet sağlık sistemlerinde, sıradaki kişi olmak bazen en az 6 ay sürüyor. Acil olsa bile tanı koyup, testlerin yapılması ve tedavi sürecine girilmesi 6 ayı alıyor. Parası olanlar ise şanslı olup anında veya muhtemelen 1 ay içinde en geç tedaviye başlamış oluyor.

 

Hayatımızda her şey paraya dayalı. Hayatımızın değeri bile. Yemek parayla, ilaç parayla, su parayla, bilgi parayla, eğitim parayla. Bu saydıklarımın parasız olması gerekirken ne parasız biliyor musunuz? Din. Dinî eğitim parasız. Peki ama neden?

 


 

Referanslar ve Notlar

[1] BirGün Editörleri. (2017). “Finlandiya eğitim konusunda dünyada neden bir numara?” BirGün.

 

*Editörün notu: Zekâ testi olarak da çevirilebilir.

**Editörün notu: Duygusal katsayı diye motamot bir çeviri yapılabilir olsa da, duygusal zekâ kabul edilen çeviridir.

***Editörün notu: National Health Service veya Ulusal Sağlık Hizmeti, Birleşik Krallık’taki kamusal sağlık hizmetini sağlayan kuruluştur.

 

Fotoğraf için tıklayınız

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir